Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2020/154
Karar No: 2020/334
Karar Tarihi: 03.06.2020

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2020/154 Esas 2020/334 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, bir boşanma davasına ilişkin olarak verilen direnme kararının Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenmesi sonucunda, bozma kararında belirtilen gerekçelerle bozulduğunu ve karar düzeltme talebinin reddedildiğini açıklamıştır. Özel Daire, davacı kadının ölen eşine hakaret ettiği gerekçesiyle davalı kadına kusur yüklemiş ancak Hukuk Genel Kurulu, beyanları hükme esas alınamayacak kuşkulu tanıkların kullanıldığına dikkat çekerek hükümdeki kusur yüklemesini kabul etmemiştir. Kararda belirtilen kanun maddeleri, 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 255., 440., 442/3. ve 4421 sayılı Kanunun 4/b-1 maddeleridir.
Hukuk Genel Kurulu         2020/154 E.  ,  2020/334 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi



    Taraflar arasında görülen boşanma davasından dolayı, bozma kararı üzerine direnme yoluyla Bodrum Aile Mahkemesince verilen 07.03.2018 tarihli ve 2017/1080 E., 2018/180 K. sayılı kararın mirasçılar vekillerinin temyiz itirazları yönünden bozulmasını kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulundan çıkan 03.10.2019 tarihli ve 2019/2-32 E., 2019/993 K. sayılı kararın, karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı ve vekili tarafından verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla Hukuk Genel Kurulunca dilekçeler, düzeltilmesi istenen karar ve dosyadaki ilgili bütün belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Hukuk Genel Kurulu bozma kararında yer alan açıklamalara göre; 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"na eklenen “geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanunun 442/3. ve 4421 sayılı Kanunun 4/b-1 maddeleri gereğince takdiren 450TL para cezasının karar düzeltme isteyenlerden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine; gerekli karar düzeltme harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına, 03.06.2020 tarihinde oy çokluğu ile kesin olarak karar verildi.



    KARŞI OY

    Dava evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma istemine ilişkin olup, yargılama sırasında davacının ölümü üzerine mirasçılarının başvurusu ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 181. maddesi uyarınca davalı kadının kusur tespitine dönüşmüştür.
    Mahkemece davalı kadının kusurlu olmadığının tespitine dair verilen karar temyiz üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesince “… davalı kadının muris eşine “eski eşine geri dön de seni tekrar boynuzlasın” şeklinde sözlerle hakaret ettiği, davacı murisin dava dilekçesinde açıkca dayandığı bu vakıanın murisin önceki evliliğinden olan oğlu tanık ... ...ve işletme müdürü tanık Suat’ın beyanları ile doğrulandığı, bu fiil nedeniyle kadının yargılandığı ceza davasında delil yetersizliği sebebiyle beraat ettiği anlaşılmaktadır. Davacı tanıklarının gerçeğe aykırı beyanda bulunduklarına dair dosya içerisinde delil bulunmamaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre eşine hakaret eden davalı kadının boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu olduğunun tespitine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece verilen direnme kararı mirasçılar vekilinin temyizi üzerine Hukuk Genel Kurulunca Özel Daire bozma kararında belirtilen gerekçeler ile bozulmuş ve Hukuk Genel Kurulunun bu kararına karşı davalı tarafça yapılan karar düzeltme talebi de reddedilmiş olup, sayın çoğunluğun bu görüşüne katılmıyoruz.
    Şöyle ki;
    Davacı muris 1925, davalı ise 1956 doğumludur. Taraflar davacı murisin 2003 yılında boşanmasından sonra 2006 yılında evlenmişlerdir. Bu evlilik davacının dördüncü, davalının ise ilk evliliğidir. Evlenme tarihinde davacı muris 81, davalı ise 50 yaşındadır. Dosyada mevcut tanık beyanına göre iki yıla yakın bir süre arkadaşlık yaptıktan sonra evlenmişlerdir ki davacının önceki eşinden boşandığı tarih ile bu evlilik tarihi arasında üç yıllık bir sürenin bulunması da tanık beyanı ile uyumludur.
    Özel Dairenin davalının kusuruna dayanak gösterdiği tek sebep davacı eşe karşı söylediği iddia olunan “eski eşine geri dön de seni tekrar boynuzlasın” şeklindeki sözlerle davacı murise hakaret etmiş olmasıdır ve bu konuda iki tanığın beyanına dayanılmıştır. Uyuşmazlık bu iki tanığın beyanının hükme esas alınıp alınamayacağı noktasında toplanmaktadır.
    Özel Daire bozma kararında adı geçen tanıklardan ... ... davacının önceki eşinden olan oğludur ve davacının yargılama sırasında ölümü üzerine, davalının kusur tespitine ilişkin bu davada taraf sıfatını almıştır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının mirasçıları olan ... ...ve...’nın davalı kadının kısıtlanması için Bodrum Sulh Hukuk Mahkemesinde 2014/528 esas sayılı davayı açtıkları, mahkemece davanın reddine karar verildiği, yine davacı mirasçılarının şikâyetleri üzerine davalı kadın hakkında soruşturmalar başlatıldığı ve davaların açıldığı, yapılan soruşturmalar sonucunda kovuşturma yapılmasına yer olmadığı, açılan ceza davalarında ise suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçesiyle beraat kararları verildiği anlaşılmaktadır.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 255. maddesi “Tanığın davada yararı bulunmak gibi tanıklığının doğruluğu konusunda kuşkuyu gerektiren sebepler varsa, bunu iki taraftan biri iddia ve ispat edebilir.” hükmünü düzenlemiştir. Boşanma davalarının niteliği gereği genel olarak tanıklar tarafların yakınları olup beyanları hükümlere esas alınmakta ise de, somut olayda davacı murisin oğlu olan tanık ... ...’in davacının ölümü sonrası bu davada taraf sıfatını alması, bunun sonucu olarak bu dava sonunda verilecek kararın bu tanığı olumlu ya da olumsuz olarak doğrudan etkileyecek olması, davalı ile arasında başkaca davalar ve soruşturmalar bulunması karşısında HMK 255. maddesinde belirtilen “… tanıklığının doğruluğu konusunda kuşkuyu gerektiren sebepler” mevcuttur. Bu nedenle adı geçen tanığın beyanının kabulü mümkün görülmemiştir.
    Bozma kararında adı geçen diğer tanık ...’tur. Bu tanık davacı murisin sahibi olduğu otelin müdürüdür. Tanığın bu dava dosyasında davalının davacıya belirtilen sözlerle hakaret ettiğine ilişkin bir beyanı bulunmamaktadır. Davalı hakkında yürütülen soruşturma sırasında “İfade sahibi” sıfatıyla alınan yeminsiz beyanında, hatırlamadığı bir zamanda davalının davacı murise hitaben “git eski karın seni boynuzlatsın” şeklinde sözler söylediğini bildirmiştir. Bu soruşturma sonunda davalı hakkında Bodrum 2. Sulh Ceza Mahkemesinde hakaret ve tehdit suçundan dolayı kamu davası açılmış, 2011/252 esas sayılı davada yapılan yargılama sonunda suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması sebebiyle beraat kararı verilmiştir. Ayrıca tanık Suat Karavuş’un şikâyeti üzerine davalı hakkında Bodrum 1. Sulh Ceza Mahkemesinde hakaret suçundan kamu davası açılmış, 2011/583 esas sayılı davada yapılan yargılama sonunda yine suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması sebebiyle beraat kararı verilmiştir. Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/6820 soruşturma numaralı evrakında da tanık Suat Karavuş’un davalı hakkında şikâyeti mevcut olup, yapılan soruşturma sonunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.
    Bu durumda; bozma ilamında beyanı esas alınan tanık ...’un davacı murisin otelinde müdür olarak çalışıyor olması, boşanma ve kusur tespitine ilişkin bu davanın yargılaması sırasında alınan beyanında bu sözlerden bahsetmemesi, aynı sözlere ilişkin ceza soruşturması sırasındaki beyanının yeminsiz alınması ve davalının bu sözler sebebiyle yargılandığı davada beraat etmiş olması, tanık Suat’ın davalı kadın hakkında şahsi şikâyetlerinin bulunması ve davalının ...’a hakaret suçundan yargılandığı davada beraat etmesi, soruşturmada ise kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş olması, böylece bu tanık ile davalı arasında husumet bulunması karşısında tanık ... bakımından da HMK 255. maddesinde belirtilen “tanıklığının doğruluğu konusunda kuşkuyu gerektiren sebepler” mevcuttur. Bu nedenle bu tanığın beyanının kabulü de mümkün görülmemiştir.
    Özel Dairece davalıya yüklenen kusur konusunda yalnızca bu iki tanığın beyanına dayanılmış olup, yukarıda açıklanan nedenlerle bu tanıkların beyanlarının HMK 255. maddesi kapsamında hükme esas alınması mümkün olmadığından ve dinlenen diğer tanık beyanları itibariyle de davalıya yüklenebilecek bir kusur bulunmadığı gibi bozma kararında da böyle bir belirleme yapılmadığından, mahkemece verilen davalının kusurlu olmadığının tespitine yönelik direnme kararının doğru olduğu, bu nedenle davalı tarafın direnme kararının bozulmasına ilişkin Hukuk Genel Kurulu kararına karşı karar düzeltme talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle, sayın çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmıyoruz.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi