12. Hukuk Dairesi 2016/20573 E. , 2017/12302 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1-Borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlunun temyiz itirazlarının REDDİNE;
2-Alacaklının temyiz itirazlarına gelince;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Borçlu tarafından icra mahkemesine başvurularak, takibe konu bononun kambiyo vasfında olmadığı, zamanaşımına uğradığının belirtildiği, ayrıca uygulanan faiz oranı ve döviz kuru ile talep edilen harç ve yargılama giderlerine itiraz edildiği, mahkemece itirazın kabulü ile 891.216 TL asıl alacak 94.682,55 TL işlemiş faiz ve 1440 TL komisyon bedeli dışında takibin borçlu yönünden iptaline, asıl alacağa değişen oranlarda uygulanacak avans faizi ile tahsili şeklinde ödeme emrinin düzeltilmesine karar verildiği, anılan kararın borçlu ve alacaklı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 19.02.2015 tarih ve 2015/566 E. 2015/3342 K. sayılı ilamı ile; Borçlunun temyiz itirazlarının reddine, alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile takibe konu bononun tanzim tarihine göre uygulanması gereken 818 Sayılı Borçlar Kanunu"nun 83/son maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 99/son maddesi) gereğince; “Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir." Buna göre; alacaklının seçimlik hakkı mevcut olup, fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılmasını istemesi halinde, takip konusu alacak tahsil tarihine kadar yabancı para alacağı olarak değerlendirileceğinden, alacaklı, bu alacağa 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince vade tarihinden fiili ödeme tarihine kadar Devlet Bankalarının o para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre faiz isteyebileceği, alacaklının, takip talebinde, asıl alacağı ve asıl alacağa işlemiş faizi, Türk Lirası"na çevirerek istediği, bu haliyle, seçimlik hakkını TL yönünde kullandığı anlaşılmakta olup, faiz hesabının da buna göre yapılması gerekirken, yabancı para alacağına uygulanan faiz üzerinden hesaplama yapılması doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulduğu, mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verildiği görülmüştür.
Mahkeme, Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar vermesi halinde (HMK"nun 373. maddesi), artık bu uyma kararı ile bağlıdır. Bozmaya uyulmakla, bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olur (HGK 2010/9-71 E., 2010/87 K.).
Somut olayda, Dairemizce, mahkeme kararı, alacaklının takip talebinde, asıl alacağı ve asıl alacağa işlemiş faizi Türk Lirası"na çevirerek istediği, bu haliyle seçimlik hakkını TL yönünde kullandığı, fazi hesabının da buna göre uygulanması gerekirken yabancı para alacağına uygulanan faiz hesaplamasının doğru olmadığından bahisle bozulmuş, mahkemece, bozma ilâmına direnilmeyerek uyma kararı verilmiş, ancak, 721.680 TL asıl alacak ve 287.579,59 TL işlemiş faiz ile 1.440 TL komisyon olmak üzere 1.010.699,59 TL alacak talep edilebileceğinden, fazlaya ilişkin ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verildiği görülmüştür.
Yukarıda açıklandığı üzere, mahkeme; bozma ilamına uymakla uyma kararı ile bağlı hale gelmiştir. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş, uyduğu bozma ilâmında gösterilen esas çerçevesinde işlem yapmak ve hüküm kurmaktan ibarettir.
Dairemiz ilamında, takip talebinde, asıl alacağın ve asıl alacağa işlemiş faizin Türk Lirası"na çevrilerek istendiği, bu haliyle, seçimlik hakkının TL yönünde kullanıldığı, bu nedenle faiz hesabının da buna göre yapılması gerekirken, yabancı para alacağına uygulanan faiz üzerinden hesaplama yapılmasının doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulduğu, başka bir anlatımla, asıl alacak miktarına yönelik bir bozma yapılmadığı halde, mahkemece, asıl alacak miktarı 891.216 TL iken 721.680 TL üzerinden faiz hesaplamasının yapıldığı anlaşılmaktadır.
O halde; mahkemece, bozma ilamı gereğince, mahkemenin ilk kararında tespit edilen 891.216 TL üzerinden faiz hesaplaması yapılması gerekirken, bozma ilamının aşılarak asıl alacak olarak 721.680 TL üzerinden fazi hesabının yapılması ve buna göre hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.