
Esas No: 2015/4501
Karar No: 2017/6075
Karar Tarihi: 29.05.2017
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/4501 Esas 2017/6075 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; dava dilekçesinde özetle 25.12.2007 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkili ... ...’ün kızı ... ... yolcu konumunda bulunduğu tescilsiz motosikletin karıştığı kazada vefat etmiş olduğunu fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 3.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir. Davacı vekili talebini ıslah ile 7.001,57 TL ye yükseltmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre davanın kabulü ile 7.001,57 TL destekten yoksun kalma tazminatının 07.04.2008 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 111 maddesi hükmüne göre; "Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir."
Somut olayda, davalı tarafından, davacının başvurusu üzerine 07.04.2008 tarihinde davacıya 5.991.00 TL ödeme yapılmış ve bu ödeme karşılığında taraflar aralarında ibraname imzalamışlardır. Davalı yargılama aşamasında alınan ibraname dolayısıyla sorumluluklarının sona erdiği savunmasında bulunmuştur.
Davacı, ibranameden yaklaşık dört yıl sonra verilen tazminatı az bularak dava ikame etmiştir. Mahkeme, davalının anılan savunması üzerinde durmamış, 30.06.2014 tarihli bilirkişi raporuna itibar ederek hüküm kurmuştur. Oysaki mahkemece öncelikle, ... 111. madde çerçevesinde davalının davacılardan aldığı ibranamenin geçerli olup olmadığı hususu tartışılıp değerlendirilmelidir. Bu değerlendirme sonucunda, ibranamenin geçerli olduğuna kanaat getirilmesi halinde taleplerin reddine, aksi halde davalı tarafından yapılan ödemenin, ödeme tarihine göre yeterli olup olmadığı yetersiz ise daha sonra güncel verilere göre hazırlanacak rapor tarihine kadar işleyecek yasal faiziyle birlikte güncellenerek hesaplanan toplam tazminattan mahsubu ile bakiye miktara hükmedilmesi gerekmektedir. Hal böyle iken, mahkemece davalının ibranameye ilişkin itirazları karşılanmadan, eksik inceleme sonucu hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş,
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 29/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.