21. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/5439 Karar No: 2010/2268 Karar Tarihi: 02.03.2010
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2009/5439 Esas 2010/2268 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2009/5439 E. , 2010/2268 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı(Alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı,kanuni gerektirici nedenlere ve özellikle davacının avukatına verdiği vekaletnamedeki adresinden "... Köyü-..."adresinde bulunmadığının ve mahkemece yapılan işlemlerin usulüne uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacının yerinde olmayan tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine 02.03.2010 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY YAZISI T.C. Anayasasının 36. maddesinde öngörülen iddia ve savunma hakkının kısıtlanmaması adil yargılanma ilkesinin gereğidir. HUMK 73. maddesi de tarafların kanuni şekilde davet edilmesini hükmün oluşturulması için koşul görmektedir. Mahkemenin dava şartı olan taraf takibini sağlamadan hüküm vermesi olanaksızdır. Somut olayda; davacı, dilekçesinde açık adresini gösteren, duruşma gününü bildiren tebligat "gösterilen adreste tanınmadığı, köyde bu isimde bir şahıs yoktur" şeklindeki köy azası beyanı esas alınarak iade edilmiştir.Davanın açılmamış sayılmasına dair karar ise aynı adrese çıkartılan tebligat ile "Daimi birlikte çalışan koyuncusu ... " imzasına teblig edilmiştir. Davacının 05.06.2008 karar tarihinden sonra çıkarttığı vekaletnamede başka bir adres göstermesi tebliğ adresinin bu adres olduğu sonucunu ortaya çıkarmaz. Mahkemece daha sonra aynı adrese tebligat yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacıya gösterdiği adreste tebligat yapılabildiği ortaya çıktığı da gözönünde tutulduğunda bu davada taraf teşkili sağlanmamıştır. Yerel mahkeme kararının bu yönüyle bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluk görüşüne katılamıyoruz.