11. Hukuk Dairesi 2014/17099 E. , 2015/1960 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/05/2014 tarih ve 2010/230-2014/106 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin paraya ihtiyacı olması nedeniyle sahibi olduğu dairesini satmak istediğini, bu hususta dava dışı ... ile 60.000.00 TL bedel karşılığı anlaştıklarını, ..."in dairenin alımı sırasında kredi kullanmak amacıyla davalı bankanın .... Şubesi’ne müracaat ettiğini, kredi işlemleri sırasında davalı banka çalışanı ..."in yardımcı olduğunu, kredinin onaylanması sonrasında tapuda işlemlerin yapıldığını, işlemler öncesinde müvekkilinin ..."in talimatı uyarınca davalı bankanın Beylikdüzü Şubesi"nde adına hesap açtığını, tapudaki işlemler sonrasında tarafların bankaya geldiğini, müvekkilinin parasını talep etmesi üzerine ...’in işlemlerin yetişmeyeceğini, bir sonraki gün paranın aktarılacağını bildirdiğini, müvekkilinin acil ihtiyacı olduğunu söylemesi üzerine 15.000,00 TL çıkartıp bunun 9.000.00 TL’sini müvekkiline 6.000,00 TL"sini ..."e verdiğini, ertesi gün hesabına parasını yatmadığını gören müvekkilinin ..."i aradığını, O’nun kendisini bir yanlışlık olmuş diyerek oyaladığını, sonrasında paranın müvekkiline ödenmediğini, müvekkilince yapılan araştırmalar neticesinde paranın ... ve müvekkilini davalı banka şubesine yönlendiren .... ve onun yakınlarınca kullanılan kredilerin kapatılmasında kullanıldığını, müvekkilinin yapmış olduğu görüşmelerden bir sonuç alamadığını, konu hakkında halen derdest ceza davasının bulunduğunu, müvekkilinin bu olay nedeniyle manevi anlamda çöküntü yaşadığını ileri sürerek 51000,00 TL maddi. 5000,00 TL manevi tazminatın 30.10.2009 tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, ... adına tahsis edilen kredinin adına açılmış hesaba aktarıldığı, 30.10.2009 tarihli makbuzla bu paranın masraf ve kesintiler haricinde kalan kısmını ... ve davacı tarafından imzalı dekontla çekildiğini, her iki şahsın dekont üzerinde imzasının bulunduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, ve dosya kapsamına göre; dava konusu konut kredisi işlemlerinde tapu işlemleri sonrasında kullandırılan kredinin blokeli çek olarak satıcıya
teslimi ya da kredi müşterisi tarafından verilecek talimat uyarınca konut satış bedelinin satıcının bildireceği hesaba transfer edildiği, somut olayda bu uygulama şekline aykırt davranıldığı, Davacıya aldığını kabul ettiği 9.000,00 TL dışında ödeme yapıldığının davalı tarafından ispatlanamadığı, davalı tarafından sunulan dekont üzerinde davacının imzasının bulunmasının davacıya ödeme yapıldığı anlamına gelmediği, banka müfettişlerince yapılan soruşturma neticesinde dava konusu kredinin diğer müşterilerce alınan kredilerin tahsilinde kullanıldığının öğrenildiğini, adam çalıştıran konumundaki davalı bankanın somut olayda sorumluluğunun bulunduğu ancak tapudaki satış işlemleri sırasında parasını tahsil etmediği halde tahsil ettiğine dair beyanda bulunan, para almamasına karşın ödeme dekontunu imzalayan, parasını tahsil edememesine karşın izleyen günlerde itiraz etmeyen davacının da zararın oluşumunda kusurunun bulunduğu, davacının kusur oranın %15 olarak değerlendirildiği, dava tarihi öncesinde davalının temerrüte düşürülmemesi nedeniyle dava tarihinde faize hükmedilmesinin gerektiği, davacının kişilik haklarına saldığı hususunun kanıtlanamaması nedeniyle davacı yararına manevi tazminata hükmedilemeyeceği gerekçesiyle 43.350,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dava, dava dışı ..."e kullandırılan konut kredisi nedeniyle kredi bedelinin taşınmazın satıcısı olan davacıya ödenmemesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda davacıya ait taşınmazın dava dışı ..."e satıldığı, satım işlemi sırasında dava dışı ..."in davalı bankadan konut kredisi kullandığı, kullanılan kredi nedeniyle taşınmaz üzerine davalı banka yararına ipotek tesis edildiği hususlarında ihtilaf bulunmamakta olup uyuşmazlık; kredi bedelinin kime ve ne suretle ödendiği veya ödenmesi gerektiği hususlarında toplanmaktadır. Mahkemece; uyuşmazlığın çözümüne yönelik yapılan araştırma ve alınan bilirkişi raporları hüküm kurmaya elverişli nitelikte olmayıp, davalı bankanın kayıtları üzerinde araştırma yapılarak ibraz edilen dekont tarihinde kasadan fiilen çıkışı yapılmış bir paranın bulunup bulunmadığı, kredi bedeli ile üçüncü kişilere ait kredi hesaplarının kapatılıp kapatılmadığı hususları da irdelenerek bu hususlarla birlikte konut kredisi uygulamasında kredi kullananlara ödemenin nasıl yapılacağına dair Merkez Bankası veya Bankalar Birliği’nin bankalara yönelik bir talimatının bulunup bulunmadığı, buna ilişkin bankacılık uygulamasının hangi yönde olduğu, davalı banka tarafından Borçlar Kanunu"nun 99. maddesi hükmünde yazılı olan özen yükümlülüğüne, bankacılık teamüllerine ve kredi sözleşmesi hükümlerine uygun davranılıp davranılmadığı konusunda bilirkişiden ek rapor ya da oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın taraflar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz eden taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden taraflar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 16/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.