15. Ceza Dairesi 2018/3209 E. , 2018/3385 K.
"İçtihat Metni"Dolandırıcılık suçundan şüpheliler ...,..., ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 19.04.2017 tarihli ve 2016/141253 soruşturma, 2017/32979 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 17.07.2017 tarihli ve 2017/3822 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 28.03.2018 gün ve 94660652-105-06-3700-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.04.2018 gün ve 2018/27361 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda müştekiler vekilinin şüphelilerin müvekkillerini gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yaparak başkalarına ait daireleri sattıklarından bahisle şikâyetçi olması üzerine herhangi bir soruşturma yapılmadan, tarafların arasındaki uyuşmazlığın hukukî bir ihtilaf mahiyetinde olduğu gerekçesiyle dolandırıcılık suçunun somut olayda oluşmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, şüphelilerin ifadelerinin alınması, sözleşmelerin getirtilerek incelenmesi, satışı yapıldığı iddia edilen yerlerin hukukî durumlarının tespit edilmesi ve sonucuna göre, şüphelilerin kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu açısından hukukî durumlarının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Şüphelilerin, tasarruf hakkına sahip olmadıkları daireleri hileli yollarla satıp, bedelini alarak tapuda devretmediklerinin iddia edildiği olayda, şüphelilerin ifadeleri alınıp gösterecekleri deliller toplanılmadan, gayrimenkul satış sözleşmesinin yapıldığı sırada şüphelilerin yetkilerinin olup olmadığı hususunun araştırılması maksadıyla şikayetçinin dilekçe ekinde sunduğu kat karşılığı sözleşmeleri ile feshe ilişkin noter belge asılları getirtilmeden, yine arsa sahiplerinin beyanlarına başvurulmadan ve şüpheliler haklarında benzer soruşturma dosyalarının bulunup bulunmadığı tespit edilmeden kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi nedeniyle itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığından, kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görülmekle, Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 17.07.2017 tarih ve 2017/3822 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 14.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.