11. Hukuk Dairesi 2014/16814 E. , 2015/1952 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 18/07/2014 tarih ve 2014/456-2014/642 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı aleyhine taahhüt edilen sermayenin yerine getirilmesi talebiyle .... Bölge Ticaret Mahkemesi"nde dava açıldığını, açılan dava sonucunda, müvekkilin talebinin 22 Eylül 2009 tarihli ve GZ 14 C 1040/08F sayılı karar ile kabul edildiğini, anılan kararın kesinleştiğini ileri sürerek, ... Ticaret Mahkemesi tarafından verilen dava konusu kararın tenfizini talep ve dava etmiştir.
Davalı, kendisinin söz konusu ülkeye hiç gitmediğini, dava ile ilgisi olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve dosya kapsamına göre; uyulan bozma ilamında belirtilen eksikliklerin davacı vekilince bozma sonrasında giderildiği, davalı hakkında verilen kararın 5718 sayılı Milletler Arası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Yasa"nın 54. maddesi gereğince tenfizi şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalı hakkında verilen kararın tenfizine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, yabancı mahkeme tarafından verilen ilamın tenfizine ilişkin olup mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne dair yazılı şekilde karar verilmiştir. 5718 Sayılı Yasa"nın 54. maddesinde tenfiz şartları maddeler halinde belirtilmiştir. Bu maddede belirtilen şartlardan biri de (c) bendinde; "O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması” şeklinde açıklanmıştır. Somut olayda; davalı tenfize konu ilamın verildiği ülkeye hiç gitmediğini, tenfizi istenen dava ile bir ilgisinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Dava dosyası içerisinde sunulan belgelerden tenfizi istenilen ilamın verildiği mahkemece ilamın verildiği ülkenin kanunlarında belirtilen usule uygun şekilde davalıya tebligatın yapılıp, taraf teşkilinin sağlanıldığı hususu anlaşılamamaktadır. Mahkemece davalının bu yöndeki savunmaları da gözetilerek tenfizi istenilen karara ilişkin dava dosyasında davalıya usulüne uygun tebligat yapılarak taraf teşkilinin sağlanıp sağlanılmadığı hususu araştırılmaksızın
eksik inceleme ve yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 16/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.