(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2020/4473 E. , 2021/4606 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı, ..., ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 12.817,57 metrekarelik bölümün davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17.02.2017 tarih, 2015/11613- 2017/1290 Esas, Karar sayılı ilamı ile ""... ve ..."nın 6360 sayılı Yasa gereğince davada taraf olmaları"" gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 12.817,57 metrekarelik bölümün davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen çekişmeli taşınmazın davacıya ait olduğu, davacı tarafından kullanıldığı ve davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne varki, davacı ..., dava dilekçesinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın kendi adına tescili istemi ile dava açmış ise de, keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, taşınmazın öncesinde davacının babasına ait olduğunu, babasının ölümünden sonra taksim edildiğini bir tanık ise babalarının sağlığında taşınmazları çocukları arasında bölüştürdüğünü söylemiş olmasına rağmen Mahkemece, beyanlar arasındaki çelişkiler giderilmemiş ve davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin hangi sebebe dayalı olduğu, zilyetliğin kardeşleri ile birlikte mi yoksa kendi adına mı olduğu, kendi adına ise taşınmazın davacıya nasıl geçtiği ve zilyetliği ne sebeple sürdürdüğü sorulup belirlenmediği gibi, bu husus davacıya da açıklattırılmamıştır.Ayrıca davacı ve miras bırakanı adına aynı çalışma alanı içerisinde kadastro sırasında belgesiz zilyetlik nedeniyle tespit edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı yöntemince araştırılmamış; çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1982 yılında ve 1997 yılında orman kadastro çalışmaları yapıldığı anlaşılmasına rağmen tutanaklar dosya arasına getirilmemiş, taşınmazın bu çalışmalara göre konumu belirlenmemiş; hava fotoğrafı incelemesi neticesi sunulan rapor, taşınmazın evveliyatını, orman vasfında olup olmadığını, kullanım süresini, niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlanıp tamamlanmadığını açıklamaktan uzak, son derece yetersiz olmasına rağmen, yeniden denetime elverişli rapor alınmamış; komşu taşınmazların kadastro tutanakları ve dayanak belgeleri getirtilmemiştir.Yine ... Köyünün Tüzel Kişiliği kalmadığı halde karar başlığında gösterilmiş ve adına tebliğat çıkarılmış olması doğru olmadığı gibi dava Medeni Kanun"un 713. maddesi uyarınca açılan tescil davası olduğundan yasal hasım durumunda bulunan davalı Hazine ve diğer kamu tüzel kişilerinin harç, avukatlık ücreti ve diğer yargılama giderlerinden sorumlu tutulamamaları gerekirken tüm giderlerin davalılar üzerinde bırakılması da doğru olmamıştır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davacının murisi ..."ın verasete esas nüfus kayıt örneği ya da mirasçılık belgesi dosya arasına konularak davacı dışında başka mirasçısının bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, davacı dışında başka mirasçıların bulunması halinde, davacıdan, çekişmeli taşınmazın muris babasından kendisine ne şekilde intikal ettiği hususunda açıklama istenmeli; taksim, bağış, satın alma vs. gibi nedenlerden birine dayanması durumunda, bu hususu kanıtlaması için kendisine süre ve imkan tanınmalı, davacının aktif dava ehliyeti bulunduğu sonucuna varılması halinde, davacının murisi adına çekişmeli taşınmazın bulunduğu kadastro çalışma alanı içerisinde belgesizden taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü, Kadastro Müdürlüğü ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup, varsa tespit tutanakları ve oluşmuş ise tapu kayıtlarının onaylı örnekleri ile dava konusu taşınmaza komşu taşınmazların tamamının kadastro tutanakları ve dayanak belgelerinin ilk tesislerinden itibaren tüm tedavülleri Tapu ve Kadastro Müdürlüklerinden getirtilmeli; çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapıldığı anlaşılan orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği; yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarının tamamı ile varsa amenajman planı getirtilip, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç kişilik orman mühendisi bilirkişi kurulu, bir ziraat mühendisi bilirkişisi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte orman sınır noktaları tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastro haritasına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde ve aynı ya da yakın orman sınır hatlarında dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli; tutanaklardaki anlatımlar değerlendirilmeli; tutanaklarla tahdit haritası arasında çelişki bulunup bulunmadığı belirlenmeli; çelişki bulunmakta ise çekişmeli parsel yönünden tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişki tahdit tutanaklarına değer verilmek suretiyle giderilecek şekilde müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak, açıklamalı, krokili rapor alınmalı, taşınmazın orman sınırları dışında kaldığının belirlenmesi halinde getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; zilyedlikle veya hukuki değeri kalmamış olan tapu kayıtlarıyla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri ile uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak)denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz, çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazın gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarını belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu"nun 17/2. maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığını belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalıdır. Ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraatçi bilirkişisinden taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli 3402 sayılı Kanun"un 14. maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve ilgili Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3.7.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanun"un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden Belediye"ye iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.06.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.