20. Hukuk Dairesi 2019/6099 E. , 2020/2537 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar ... ve Ark. vekili Av.... tarafından istenilmekle, tayin olunan 07/07/2020 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacılar ... ve Ark. vekili Av. ...ve davalı Hazine vekili Av. ... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili, müvekkilleri adına tapuda kayıtlı ... ili, ... ilçesi, ...157 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 1.269,87 m2’lik kısmının ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/440 E. - 2014/24 K. sayılı ilâmıyla tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği ve bu kararın kesinleştiğini, müvekkillerinin zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup şimdilik 5.000.-TL tazminatın tapu iptale ilişkin kararın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 29.12.2019 harç tarihli dilekçesi ile de 482.858,15 TL tazminatın tapu iptale ilişkin kararın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
İlk derece ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulü ile 5.000,00.- TL"nin tapu iptal tescil davasının kesinleşme tarihinden, 477.858,15.- TL"nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bilirkişi raporunda hisseleri belirtilen davacılara hisseleri oranında ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/300 Esas - 2016/790 Karar sayılı kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmaması nedeniyle istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine Dairenin 11/04/2019 gün ve 2017/5937-2019/2585 E. -K sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilamında “Dosya kapsamından 1966 yılında yapılan tapulama sırasında dava konusu taşınmazın, 1422 parsel numarası ve 9.470 m2 yüzölçümü ile davacıların murisleri adına tespit ve tescil olduğu, daha sonra 157 ada 8 parsel numarasını alıp davacılar ve dava dışı kişiler adına intikal ettiği, Orman Yönetiminin açtığı ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/440 Esas - 2014/24 Karar sayılı davası sonucunda taşınmazın 1269,78 m2"lik kısmının tapusunun iptali ile eylemli orman vasfı ile tesciline karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek 23/02/2016 tarihinde kesinleştiği; eldeki davanın ise 21/04/2016 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki, arazi niteliğindeki taşınmaza net geliri esas alınarak değer biçilmesi yöntem itibariyle kanun hükümlerine uygundur. Ancak, dava konusu taşınmazın konumu ve bilirkişinin raporunda belirttiği özellikleri dikkate alındığında, objektif değer artışının soyut ifadelerle % 400 oranında uygulanması ve denetime elverişli olmayan bu raporun hükme esas alınması doğru bulunmamıştır.
O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, arazi niteliğinde bulunan dava konusu taşınmaza yönelik olarak, önceki bilirkişiler dışında 6754 sayılı Bilirkişilik Kanununun 11. maddesine uygun olarak yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla taşınmazın sulu olup olmadığı yerleşim alanlarına uzaklığı, iklim şartları, arazinin toprak ve topoğrafik yapısı ve bölgesindeki konumu tespit edilip, yörede mutad olarak ekilen münavebeli ürünleri ve münavebeye alınan ürünlerin dekar başına verim miktarları il/ilçe tarım müdürlüğünden, değerlendirme tarihi olan 2016 yılı dekar başına üretim masrafları ile hasat dönemindeki ortalama toptan kg. satış fiyatlarının da ilgili resmi kuruluştan getirtilmek suretiyle taşınmazın değeri, değerlendirme tarihi olan tapu iptal kararının kesinleştiği 23/02/2016 tarihinde olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelire göre ve objektif değer arttırıcı unsur eklenmesini gerektirecek vasıfları varsa bu vasıfları denetime olanak verecek şekilde açıklanarak ve 7139 sayılı Kanunla, Kamulaştırma Kanununun 11. maddesine eklenen “Bu fıkrada belirtilen unsurlara göre tespit edilen arazi bedelinin yarısını geçmemek ve her bir ölçünün etkisi açıklanmak kaydıyla bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüleri," ibaresinin davaya etkisi de değerlendirilerek hesaplanmalı ve bu şekilde tapusu iptal edilen taşınmazın zemin değeri, varsa üzerindeki mütemmim cüz, muhdesat ve sökülemeyen teferruatları esas alınarak davacının gerçek zararı saptanıp, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış, bu nedenlerle bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.” hususlarına değinilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 60,902,97 TL maddi tazminatın karar kesinleşme tarihi itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacılara hisseleri oranında ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki: bozma öncesi hükme esas alınan bilirkişi raporunda tazminata konu taşınmaz 3. sınıf tarım arazisi olarak değerlendirilerek, bezelye karpuz arkasından bakla münavebesi ile net gelir belirlenmiş, kapitalizasyon faiz oranı ise % 4 alınmıştır. Bozma sonrası hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise taşınmazın 6. sınıf arazi niteliğinde olduğu değerlendirilerek, bakla-karpuz buğday münavebesi ile yıllık net geliri bulunmuş, kapital faiz oranının %5 alınması gerektiği belirtilmiştir. Her iki raporda da münavebeye esas alınan ürünlerin 2016 yılına ait ... ... ilçe bazındaki münavebe cetvelinde yer aldığı görülmektedir. Ancak, bozma öncesi yapılan münavebe gelirinin daha yüksel olduğu anlaşılmaktadır. Bozma öncesi alınan bilirkişi raporuyla bozma sonrası alınan bilirkişi raporu taşınmazın kaçıncı sınıf tarım arazisi olduğu, uygulanacak münavebe ürünleri ve uygulanması gereken kapitalizasyon faizi yönüyle çelişkili olduğu halde mahkemece bu çelişkiler giderilmeden hüküm kurulmuştur. Çelişkili bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulması hatalıdır.
Ayrıca tapu maliklerinden ...davacılar arasında yer almadığı halde, bilirkişilerce hissesine düşen tazminat tutarının davacılara ödenmesine karar verilmiş olması da bozmayı gerektirmiştir.
O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, arazi niteliğinde bulunan dava konusu taşınmaza yönelik olarak önceki bilirkişi dışında 6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 15. maddesinde belirtilen yönteme göre oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden keşif yapılmalı, taşınmazın, sulu olup olmadığı, yerleşim alanlarına uzaklığı iklim şartları, arazinin toprak ve topoğrafik yapısı ve bölgesindeki konumu, çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtilerek, taşınmaz üzerinde meyve ağaçları varsa ağaçların cinsleri de dikkate alınmak suretiyle elde edilen verilere uygun biçimde değerlendirme yapılarak tapu kapsamındaki taşınmazların değeri hesaplanmalı, hangi münavebe ürünlerinin niçin tercih edildiği raporda açıklattırılmalı, mahkemece aynı yerden Dairemize intikal eden komşu parsellere ilişkin dava dosyaları da dikkate alınarak, uygulanacak olan kapitalizasyon faiz oranı ve taşınmazların gelir metoduna göre tespit edilen metrekare birim fiyatına ilave edilecek objektif değer artırıcı unsurlar (7139 sayılı Kanunun 27. maddesi ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1 md (ı) bendinin "Bu fıkrada belirtilen unsurlara göre tespit edilen arazi bedelinin yarısını geçmemek ve her bir ölçünün etkisi açıklanmak kaydıyla bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüleri" hükmünün Anayasa Mahkemesi"nin 10/4/2019 tarih ve 2018/156 E. numaralı kararı ile iptal edildiği de nazara alınarak) denetlenerek bu şekilde tapusu iptal edilen taşınmazın değeri, tapu sahiplerinin oluşan gerçek zararı ve davacıların hissesine isabet eden değer tespit ettirilmeli ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
Eksik araştırma ve hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar ve davalı Hazine vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz isteminin duruşmalı yapılması nedeni ile Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 2.540,00.-TL’nin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacılara verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/07/2020 günü oy birliği ile karar verildi.