9. Hukuk Dairesi 2021/1248 E. , 2021/4719 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının, davalı işveren nezdinde harita teknikeri olarak çalıştığını, davalı tarafından iş akdinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, Sosyal Güvenlik Kurumuna işe giriş tarihinin geç bildirildiğini ve gerçek ücreti üzerinden bildirim yapılmadığını, ilk üç ay haricindeki ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti alacağı, fazla mesai ücreti alacağı ile eksik ödenen maaş ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 1 ay deneme süreli olarak işe alındığını, deneme süresinin dolması üzerine işe girişi yapılıp kuruma bildirildiğini, kadastro çalışması 13.06.2008 tarihinde sona erdiğinden iş sözleşmesinin sona erdiğini ve iş akdinin bir yıllık süreyi doldurmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılamada, hizmet tespiti talebi yönünden dava dosyası tefrik edilerek, temyiz incelemesine konu davaya işçilik alacakları yönünden devam edilmiş, davanın kabulü hakkındaki 07.03.2014 tarihli ilk karar Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 17.06.2015 tarih 2014/17369 esas 2015/12343 karar sayılı ilamı ile bozulmuş, bozma sonrası verilen 15.12.2016 tarihli ikinci karar Dairemizin 12.10.2017 tarih 2017/25301 esas 2017/15603 karar sayılı ilamı ile yeniden bozmaya konu edilmiş, mahkemenin 16.05.2019 tarihli kararının ise bu kez Dairemizin 19.09.2019 tarih 2019/5913 esas 2019/16292 karar sayılı ilamında yazılı gerekçelerle bozulması üzerine, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar, davacı vekili ve davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297" nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi içermesi,
Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılması bu kısımların bağımsız bir şekilde onandığını göstermez, hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır.
Bozma kararı üzerine önceki hüküm tamamen ortadan kalkar. Bu nedenle bozma kararından sonrada Mahkemece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 297. maddesinde belirtilen unsurları taşıyacak şekilde yeni bir karar verilmek zorundadır.
Dairemizin 2019/5913 esas 2019/16292 karar sayılı bozma ilamına yerel mahkeme tarafından uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucu, kazanılmış usuli müktesep hak da korunmak suretiyle, dava konusu yapılan tüm alacak kalemleri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, ücret ve yıllık izin ücreti talepleri ile ilgili olarak herhangi bir karar verilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Öte yandan, kısmi dava türünde açılan alacak davalarında ıslah talebi olmasa dahi alacak miktarı tam olarak belirlenip, sonra taleple bağlı kalınarak tahsil hükmü kurulması gerekmektedir. Şu halde dosya kapsamına göre, davacının 1.407,86 TL kıdem tazminatına hak kazandığı belirlendikten sonra “Taleple bağlı kalınarak 1.200,00 TL kıdem tazminatına” ve 1.097,35 TL ihbar tazminatına hak kazandığı belirlendikten sonra da “Taleple bağlı kalınarak 1.000,00 TL ihbar tazminatına” hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde doğrudan “1.200,00 TL kıdem tazminatına ve 1.000,00 TL ihbar tazminatına” hükmedilmesi ayrıca isabetsiz olmuştur.
4- Dava açılış tarihinin 13.03.2009 olmasına rağmen karar başlığında 20.11.2015 tarihinin dava tarihi olarak yer alması da bir diğer hatalı yöndür.
Kararın açıklanan sebeplerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 23.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.