2. Hukuk Dairesi 2021/5588 E. , 2021/6251 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Yasal Mal Rejiminin Mal Ayrılığına Dönüştürülmesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m.33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, TMK 206 maddesi gereğince mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüştürülmesi isteğine ilişkindir.
Mahalli mahkemece bozma öncesi yapılan yargılama neticesinde, davanın davacı tarafından yapılan katkı ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş, karar, davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 20.09.2011 tarihli ilamı ile, hakimin tarafların hukuki tasnifi ile bağlı olmayıp Türk Kanunlarını re’sen uygulaması gerektiği, iddia ve savunma dikkate alınarak ve TMK"nın 206. maddesi göz önünde tutularak bir karar verilmesi gerekirken, davada yanlış hukuki nitelendirme yapılarak karar verildiği belirtilerek bozma kararı verilmiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen ikinci kararda ise, bozma gerekleri yerine getirilmeden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay’ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan hukuk mahkemesi, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Mahkeme, bozma kararından dönerek direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bu müesseseye “usuli müktesep hak” veya “usule ilişkin kazanılmış hak” denir. “Usuli müktesep hak”, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir. Açıkça bozmaya uyulmasına karar verilmesiyle, taraflardan birisi yararına usule ilişkin kazanılmış hak doğar. Bundan sonra mahkemenin yapacağı iş, bozma kararı uyarınca ve o doğrultuda işlem yapmak ve gerekli kararı vermekten ibarettir. Kural olarak, hakim ara kararından dönebilirse de, bozmaya uyulmasına ilişkin karar bunun istisnalarındandır. Farklı anlatımla; bozma kararına uyan mahkeme, bununla bağlıdır.
Ne var ki; mahkemece, bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki, bozma ilamında TMK"nın 206. maddesi göz önünde tutularak bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulduğu halde, Mahkemece, TMK"nın 206. maddesindeki haklı sebepler, iddia ve savunma dikkate alınarak araştırılmadan ve bir değerlendirme yapılmadan karar verilmesi hatalı olmuş, kararın bu sebeple bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20.09.2021 (Pzt.)