15. Ceza Dairesi 2018/1699 E. , 2018/3379 K.
"İçtihat Metni"Ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgeleri açıklamak ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 17.07.2017 tarihli ve 2016/35944 soruşturma, 2017/50720 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin İstanbul 8. Sulh Ceza Hâkimliğinin 11.09.2017 tarih ve 2017/3205 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 06.02.2018 gün ve 94660652-105-34-12629-2017 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15.02.2018 gün ve 2018/12667 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu,
Dosya kapsamına göre, suç tarihinde müşteki ... TR Kimya Endüstri Ürünleri İth. İhr. Tic. ve San. A.Ş. isimli şirketin yetkilileri olan şüphelilerin birlikte hareket edip şirketin finansal kaynaklarını kullanarak kendilerine ve rakibi konumunda bulunan şirket veya kişilere haksız menfaat sağladıkları, müşterilerin rakip şirkete aktarılmasında yoğun çaba sarf ettikleri, şirketin ticarî sırlarını ifşa ettikleri, stratejik pozisyonlarda bulunan şirket çalışanlarının rakip şirkete geçmelerini sağladıkları, iç işleyiş kurallarına aykırı davranışlarda bulundukları ve bazı şahsî masraflarını şirkete ödettikleri iddiaları üzerine başlatılan soruşturma kapsamında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, "şüphelilerin müşteki şirkete ait ticarî sır niteliğindeki bilgileri yetkisiz bir başka kişiye veya şirkete verdiklerine veya ifşa ettiklerine dair somut bir tespite ulaşılamadığı, sır kapsamında paylaşılan bilginin karşı taraf açısından ulaşılması mümkün olmayan nitelikte bir bilgi olması gerektiği, genel metod veya taslak gibi kolayca hatırlanabilecek bilgilerin ticarî sır olarak nitelendirilemeyeceği, ayrıca kişilerin uzun iş yaşantılarında edindikleri bilgi ve tecrübelerin de bu manada sayılamayacağı, diğer taraftan şüphelilerin müşteki şirkette önemli pozisyonlarda görev almalarının, şirket müşterilerinin bir kısmının farklı şirketlerle çalışmayı tercih etmelerinin veya bazı şirket çalışanlarının işten ayrılıp rakip şirketlerde işe başlamalarının 5237 sayılı Yasanın 155/2 ve 239. maddelerinde düzenlenen suçlar kapsamında değerlendirilemeyeceği, kaldı ki dosya arasına sunulan belge ve e-posta içeriklerinden iddia konusu eylemlerin gelişim aşamalarından müşteki şirketin bağlı olduğu üst yöneticilerin haberdar olduğunun, denetim ve gözetim faaliyetlerinin en hassas biçimde uygulandığının anlaşıldığı, ayrıca şüphelilerin şirketin iç işleyiş kurallarına aykırı davranışlarının ve iddia edilen bir kısım şirket ödemeleri sonucu ortaya çıkan durumun hukukî ihtilaf niteliğinde olduğu, bu kapsamda müşteki şirket tarafından hukuk davalarının açıldığı, dolayısıyla atılı suçların işlendiğine dair müşteki şirketin soyut iddiasından başka kamu davasının açılmasını gerektirecek nitelikte her türlü şüpheden uzak, kesin, somut ve inandırıcı delil elde edilemediği..." gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; müşteki şirket tarafından şikâyet konusu yapılan rakip "..." firması lehine müşteki şirket aleyhine zarar verici işlemler yapıldığı, şüpheliler tarafından müşteki şirkete ait ticarî sır ve gizli bilgi mahiyetindeki bilgi ve belgelerin (iş özetleri, bütçedeki planlardan sapma oranları, satış tutarları, ürün ve satış stratejileri, sipariş tutarları, müşteki firmanın çatısı altındaki tüm dünya üzerinde yer alan şirketlerdeki iş ve işlemlerle ilgili gizli bilgiler vs.) anılan rakip firmaya elektronik posta ile gönderildiğinin şirket içi soruşturma raporu ile tespit edildiği ve şüphelilerin yetkilerini kötüye kullanarak müşteki firmayı zarara uğrattığı iddialarına ilişkin olarak, hukuk mahkemelerinde açıldığı belirtilen davalara ilişkin belgeler ve ilgili davaların akıbeti, müşteki firma ile rakip "..." isimli firma arasındaki yazışmalar, her iki firmanın ticarî defter ve muhasebe kayıtları ile ihtilaf konusunu teşkil eden tüm belgelerin temini ile yabancı dildeki belgelerin de tercüme ettirilmesini müteakip, soruşturma dosyasının alanında uzman bilirkişi heyetine tevdii edilmek suretiyle atılı suçların oluşup oluşmadığına ilişkin rapor tanzim edilmesi amacıyla soruşturmanın genişletilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, İstanbul 8. Sulh Ceza Hâkimliğinin 11.09.2017 tarih ve 2017/3205 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 14.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.