11. Hukuk Dairesi 2014/14570 E. , 2015/1944 K.
"İçtihat Metni"ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29/05/2014 tarih ve 2013/166-2014/190 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, ortağı oldukları davalı şirketin 29/04/2013 tarihli genel kurulunda gerçeği yansıtmayan finansal-mali tablolar ile bilançonun görüşerek kabul edildiğini, alınan kararların kanun, anasözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu ileri sürerek, davalı şirketin 29/04/2013 tarihli genel kurulunda alınan 2, 3, 4 nolu kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıların talebi üzerine TTK"nın 210. maddesi gereğince, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı"na ait denetim elamanlarının, davalı şirketin finansal tablolarını denetlemeye başladıklarını, bu nedenle davacıların dava açmakta hukuki yararlarının olmadığını, davacı ..."ın kendi ibrasına karşı dava açtığını bu nedenle dava şartının oluşmadığını, alınan kararların usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; ilke olarak genel kurul başkanın, tüm yönetim kurulu üyeleri arasında müşterek sorumluluk söz konusu olduğundan ve bu nedenle oy kullanma hakkından yoksun bulundukları açıklandıktan sonra, ibra oylamasını yönetim kurulunda görev almayan ortak ... temsilcisine sorup oyunu aldıktan sonra bunu tutanağa yazdırması gerekirken bu hususa uyulmadığı, 2012 yılına ait faaliyet raporu, denetçi raporu ve finansal tabloların görüşülmesine dair gündem maddesi ile 2012 yılı kar ve kazanç payının ne şekilde dağıtılacağına ilişkin maddenin iptali için yasaya, şirket ana sözleşmesine ve dürüstlük kurallarına aykırı bir durumun tespit edilemediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalı şirkete ait 29/04/2013 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında gündemin 2 ve 4 maddelerinde alınan kararların iptaline ilişkin talebin reddine, söz konusu genel kurul toplantısında alınan 3 nolu kararın iptaline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; her ne kadar davacıların muhalefetleri olmaması nedeniyle genel kurul kararının iptali davası görülemez ise de, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 436. maddesi hükmünün emredici nitelikte olması nedeniyle bu madde hükmüne aykırı hareket edilmesi halinde kullanılan oylar geçersiz olup, bu oylar ile alınan genel kurul kararları da geçersizlikle malul olacaktır. Somut olayda mahkemece oy kullanma
yasaklısı olan yönetim kurulu üyelerinin yönetim kurulunun ibrası oylamasında oy kullandıkları gerekçesiyle genel kurulda alınan 3. maddenin iptaline karar verilmiştir. Ancak iptali istenen davalı şirket genel kurul tarihi itibariyle uygulanması gereken 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 436/2. maddesi gereğince, şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz. Davalı şirketin altı ortağı bulunup, davacılar da dahil olmak üzere beş ortak yönetim kurulu üyesidir. Yönetim kurulunda olmayan ortak sadece ... ..."dir. Davalı şirket yönetim kurulu üyesi olan ..."ın şirketin ortağı ... ..."nin temsilcisi olduğu savunulsa da 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 436/2. maddesi gereğince yönetim kurulu üyeleri ibra oylamasında ancak kendilerine ait oy hakkını kullanamayacak olup yönetim kurulu üyesi olmayan şirketi temsilen oy kullanmaları mümkündür. Bu durumda, mahkemece yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında oy kullanmalarının sonuca etkili olup olmadığı üzerinde durularak oluşacak sonuç çerçevesinde karar vermek gerekirken, sonuca etkisi değerlendirilmeden yazılı gerekçeyle karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca; davaya konu genel kurul toplantısının 3. maddesinde alınan karar ile denetçinin de ibrasına karar verilmiş olup, yönetim kurulu üyelerinin denetçilerin ibrasına ilişkin olarak yapılan oylamaya katılmalarına herhangi bir engelin bulunmaması, yönetim kurulu üyelerinin ibraya ilişkin oy kullanma yasağının denetçiler açısından geçerli olmaması karşısında bu yönde alınan kararın iptalinin istenebilmesi iptal davasının koşullarına tabidir. Bu suretle, toplantıda hazır bulunup da alınan karara muhalif kalan ve bu durumu toplantı tutanağına geçiren ortağın söz konusu kararlara karşı iptal davası açma hakkı olup, somut olayda davacıların bu maddeye uygun olarak yaptığı bir karşı çıkmasının (muhalefet) bulunmadığı, bu durumda denetçinin ibrasına ilişkin olarak alınan karar yönünden iptal davası açabilmek için kanunun aradığı “muhalefetini tutanağa geçirme” koşulunun yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Kaldı ki, davacıların ibra edilmeme yönünde oy kullandıkları, diğer tüm ortakların ise yönetim kurulu üyelerinin ve denetçinin ibrasında olumlu oy kullandıkları göz önüne alındığında, denetçinin ibrası yönünden yeterli nisap sağlanmıştır. Bu durumda mahkemece denetçinin ibrası yönünde verilen kararın iptali talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, 3. maddenin tamamının iptali doğru olmamış, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 16/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.