18. Ceza Dairesi 2015/33612 E. , 2017/7087 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, tehdit
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1) Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak;
Hükümden önce 01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanunun 5. maddesi ile yapılan değişiklikle TCK’nın 50/6. maddesinde yer alan "yaptırım" ibaresinin "tedbir" olarak değiştirilip, 5275 sayılı Kanunun 106. maddesinin 4. ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, hükümde; infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde, hapisten çevrilen adli para cezasının ödenmemesi halinde, TCK’nın 50/6. maddesi uyarınca kısa süreli hapis cezasının tamamen infaz edileceğinin sanığa ihtar edilmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve Üst Cumhuriyet Savcısının temyiz iddiaları yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak hükmün BOZULMASINA, ancak, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktasının; “ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtarına ilişkin bölümün hükümden çıkarılması” biçiminde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2) Sanık hakkında hakaret suçundan kurulan hükmün temyizine gelince;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a) Adli sicil sabıka kaydına göre, tekerrüre esas hükümlülüğü bulunan sanık hakkında, seçimlik ceza öngören hakaret suçunda tercih edilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilemeyeceği gözetilmeyerek TCK’nın 50/2 ve 58/3.maddelerine aykırı davranılması,
b) Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçundan hüküm kurulurken, TCK"nın 125/1. maddesi uygulanmadan doğrudan TCK"nın 125/3-a madddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
c) Hükümden önce 01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanunun 5. maddesi ile yapılan değişiklikle TCK’nın 50/6. maddesinde yer alan "yaptırım" ibaresinin "tedbir" olarak değiştirilip, 5275 sayılı Kanunun 106. maddesinin 4. ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, hükümde; infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde, hapisten çevrilen adli para cezasının ödenmemesi halinde, TCK’nın 50/6. maddesi uyarınca kısa süreli hapis cezasının tamamen infaz edileceğinin sanığa ihtar edilmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, Üst Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 05.06.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.