11. Hukuk Dairesi 2014/16806 E. , 2015/1940 K.
"İçtihat Metni"FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15/07/2014 tarih ve 2013/41-2014/139 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, dava dışı ... adına kayıtlı “...” unsurlu markaların ...Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava sonucunda verilen karar ile kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verildiğini, ancak davalıların “... + ŞEKİL” markasını kendi adılarna kötü niyetli olarak tescil ettirdiklerini ileri sürerek;... nolu “... + ŞEKİL” markasının hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, dava konusu markayı müvekkillerinin kullandığını, davalıların ... "nin kurucusu olan .... ..."nun mirasçısı olduklarını, şirketin tasfiyesi nedeniyle markanın müvekkilleri tarafından tescil edildiğini, davacının ise firmanın tanınmışlığından faydalanmak için markayı kendi adına tescil ettirmek istediğini, marka üzerindeki öncelik hakkının davalıların murisine ait bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, ismin ticari yaşamda kullanılması nedeniyle ayırt edicilik ve ekonomik bir değer kazandığı, bu suretle davalıların murisinin ismi de olan “...” ibaresi üzerinde öncelik hakkına sahip oldukları, davacının sabun emtiasını da içermeyen kötü niyetle tescil ettiği marka üzerindeki haklarına dayanarak gerçek hak sahibi davalıların markasının hükümsüzlüğünü istemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu “...” ibaresinin sabun emtiası için ilk kez davalıların dip miras bırakanı Kamil ... tarafından 1936 yılından itibaren ... Tecim Ve Endüstri Odasına tescil suretiyle kullanıldığı, daha sonra komandit şirket ve anonim şirket olarak bu kullanımın devam ettirildiği sırada dava dışı Tasfiye Halinde ... adına ..., ..., ..., ..., ... ve ...
sayı ile tescil ettirildiği dosya kapsamından belirlenmiştir. Ancak, davacı şirket tarafından dava dışı Tasfiye Halinde ... aleyhine açılan dava sonucunda ...Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 27/11/2008 tarihli 2007/609 E, 2008/536 K. sayılı kesinleşen kararıyla söz konusu dip muristen itibaren sabun emtiası için kullanılan “...” unsurlu bir kısım markaların 556 Sayılı KHK"nın 14. maddesi uyarınca kullanmama nedeniyle iptaline karar verildiği, diğer “...” unsurlu markaların ise koruma süresi sonunda sahibi tarafından yenilenmeyerek hükümden düştüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda, dip muris Kamil ..."nun ilk kez ihdas ve kullandığı, daha sonra murisin kurucusu olduğu şirketlerce de onun izniyle kullanılan marka üzerindeki öncelik ve üstün hakkın açıklanan sebeplere dayalı olarak ortadan kalktığının kabulü gerekir. Dip muris .... ... mirasçıları olan davalılarca yukarıda açıklanan murislerinden kaynaklanan kullanım dışında, ayrıca dava konusu .... sayılı markanın tescilinden önce "..." ibaresiyle kendileri adına da bağımsız kullanıma dayanan bir öncelik ve üstün hak iddiası ileri sürülüp kanıtlanamadığına göre, mahkemenin davalıların söz konusu “...” ibaresi üzerinde dip murislerinden gelen üstün bir sınai mülkiyet hakkının bulunduğu gerekçesine itibar edilemez. Bu bakımdan, dava konusu “...” ibaresinin 2007 yılında ticaret siciline tescil olunan davacı şirketin ticaret ünvanını oluşturması ve iştigal alanı kapsamında sabun üretiminin, alım-satımının, pazarlama ve dağıtımının da yer alması, ayrıca yine bu ibare ile birlikte sabun ambalaj desenine ilişkin 2007/1640 sayılı tasarım tescilinin de bulunduğu göz önüne alınarak, uyuşmazlıkta 556 sayılı KHK"nın 8/5. maddesinin uygulama yerinin olup olmadığı tartışılmaksızın eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 16/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.