2. Hukuk Dairesi 2021/5543 E. , 2021/6250 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 Sayılı HMK mad.33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir
Mahalli mahkemece bozma öncesi yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulüyle 47.500,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmiş, karar, davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 04.10.2017 tarihli ilamı ile; hükme esas alınan teknik bilirkişi raporu ile İstanbul Anadolu 21. İcra Müdürlüğü’nün 2011/979 sayılı takip dosyasına sunulan teknik bilirkişi raporu arasında çelişki olduğu, dosya arasındaki teknik bilirkişi raporunun yetersiz olduğu belirtilerek bozma kararı verilmiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen ikinci kararda ise, 08.05.2019 ve 08.07.2019 tarihli teknik bilirkişi raporlarına göre belirlenen taşınmaz değerine göre hesaplanan katılma alacağının tahsiline karar verilmiştir.
Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay’ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan hukuk mahkemesi, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Mahkeme, bozma kararından dönerek direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bu müesseseye “usuli müktesep hak” veya “usule ilişkin kazanılmış hak” denir. “usuli müktesep hak”, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay İçtihatları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir. Açıkça bozmaya uyulmasına karar verilmesiyle, taraflardan birisi yararına usule ilişkin kazanılmış hak doğar. Bundan sonra mahkemenin yapacağı iş, bozma kararı uyarınca ve o doğrultuda işlem yapmak ve gerekli kararı vermekten ibarettir. Kural olarak, hakim ara kararından dönebilirse de, bozmaya uyulmasına ilişkin karar bunun istisnalarındandır. Farklı anlatımla; bozma kararına uyan mahkeme, bununla bağlıdır.
Ne var ki; Mahkemece, bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki, bozma ilamında hükme esas alınan teknik bilirkişi raporu ile İstanbul Anadolu 21. İcra Müdürlüğü’nün 2011/979 sayılı takip dosyasına sunulan teknik bilirkişi raporu arasında çelişki olduğu belirtilmesine rağmen, bozma sonrası alınıp hükme esas alınan 08.05.2019 ve 08.07.2019 tarihli teknik bilirkişi raporlarında, icra dosyasındaki alınan teknik bilirkişi raporu ve dava dosyasında alınan 10.09.2012 tarihli teknik bilirkişi raporu arasındaki çelişki irdelenmeden ve giderilmeden, mahkemece, yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 20.09.2021 (Pzt.)