19. Hukuk Dairesi 2013/13007 E. , 2014/9934 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2013
NUMARASI : 2009/172-2013/120
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılardan E.. K.. vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. A.. O.. ile davalılardan E.. K.. vek. Av. M.. A.. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkili şirketin bağlı olduğu ve bir aile şirketi olan N. F. K. Holding A.Ş. "nin yönetim kurulu başka vekili sıfatıyla yetkilisi olan davalı M.. B.."ın bu yetkisinin 18.11.2008 tarihinde kaldırılarak 19.11.2008 tarihinde de Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, icra takibine konu 18.02.2008 tanzim ve 18.02.2009 vade tarihli ve 1.650.000,00 Euro bedelli bir adet senette müvekkili şirket adına keşideci sıfatıyla müvekkili şirketin Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Koru ve davalı M.. B.."ın imzalarının yer aldığını, “nakden” kaydı bulunan senette davalı M.. B.."ın lehtar, diğer davalı E.. K.."un da hamil olduğunu, müvekkili şirketin keşidecisi olduğu bu senetteki imzalardan İsmail Koru adına atılı imzanın ona ait olmadığını, ayrıca müvekkili şirketin davalı M.. B.."dan bu senedin verilmesini gerektirir nakit borç da almadığını, diğer davalı E.. K.."un senedin kötü niyetli hamili olduğunu, zira her ki davalının kısa zaman aralığıyla aynı avukata vekaletname verdiğini, davalı E.. K.."un senedi protesto ettirmediğini ve böylece davalı-lehtara karşı müracaat hakkının kullanılamayacağını ileri sürerek müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, senedin ve takibin iptaline, %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı E.. K.. vekili, müvekkilinin 3. şahıs iyiniyetli hamil olduğunu, davacının TTK"nın 599. maddesi gereği şahsi def"ilerini müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini, müvekkilinin İzmir"de yapılacak tatil köyü projesine ortak olmak üzere diğer davalı M.. B.."a bu bono karşılığı nakit verdiğini, proje gerçekleşmeyip müvekkilinin parası iade edilmeyince senedin takibe konulduğunu, davalı M.. B.."ın müvekkilinden bilgilerini alıp adına vekaletname çıkarttığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Davalı M.. B.., ihale ile otel yapılmak üzere Turizm Bakanlığı"ndan 1.800.000 TL. bedel karşılığında alınan arazi için ihale bedelinin iş bu takibe konu 1 yıl vadeli senet karşılığında diğer davalıdan alınan nakit para ile davacı şirketin Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Koru"ya elden verdiğini, davalı Ercan"ın kefaletini istemesi üzerine de senedi ciro edip davalıya verdiğini ileri sürerek davanın reddi ile %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; bononun lehtarı davalı M.. B.."ın şirkete kaynak aktardığına dair bir kaydın bulunmadığı, dolayısıyla senet düzenleme tarihinde herhangi bir alacağının bulunmadığının tespit edildiği, bu nedenle davalı M.. B.. aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, bono bedelinin yüksek olması, kaynağının belirsiz olması, davacı şirket ile davalı M.. B.. arasındaki ve davalılar arasındaki yakınlık, vekalet ilişkileri dikkate alındığında, bononun M.. B.. tarafından E.. K.."a devrinin M.. B.."a karşı ileri sürülebilecek şahsi def"ilerin, yani alacak ilişkisinin var olmadığının ileri sürülmesine engelleme amacına hizmet ettiği, davalı E.. K.."un bilerek davacı şirket zararına hareket ettiğinin ve kötüniyetli olduğunun davacı tarafça kanıtlandığı, takip alacaklısı-ciranta E.. K.."a karşı da şahsi def"ileri ileri sürülebileceğinin kabulü gerektiği, davalı E.. K.."un iyiniyet savunmasına itibar edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı şirketin, davalı E.. K.. tarafından girişilen icra takibine konu 12.02.2008 tanzim, 18.02.2009 vade tarihli 1.650.000,00-Euro bedelli bono nedeniyle davalılara borçlu bulunmadığının tespitine, takip konusu bedelin 24.02.2009 takip tarihi itibariyle TL karşılığı üzerinden takdiren %40 oranında haksız takip tazminatının takip alacaklısı-davalı E.. K.."dan alınarak davacı şirkete verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı E.. K.. vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, icra takibine konu 18.02.2008 tanzim ve 18.02.2009 vadeli 1.650.000 Euro bedelli “nakden” kaydı bulunan senette keşideci olarak yer alan davacı şirketin keşideci imzalarından birinin İsmail Koru"ya ait olmadığı, davacı şirketin senet lehtarı davalı M.. B.."dan borç almadığı, diğer davalı hamil E.. K.."un da kötüniyetli olarak iş bu senedi iktisap edip takibe koyduğu iddiasıyla davalılara borçlu olunmadığının tespiti ile İİK"nın 72. maddesi gereği senedin ve takibin iptali ve %40 kötüniyet tazminatı istemine ilişkindir. Davalı M.. B.., davacı şirketin ihale ile satın almış olduğu ihale arazisi için 1.800.000 TL.yi borç olarak davalıdan aldığını, karşılığında bu senedi ciro edip verdiğini, bu şekilde borç para almasına davacı şirketin izin verdiğini ileri sürmüştür. Davalı E.. K.., İzmir"de yapılacak bir tatil köyü projesine ortak olmak için diğer davalıya bu bono karşılığında nakit para verdiğini, proje gerçekleşmeyip müvekkilinin parası iade edilmeyince bononun takibe konulduğunu ileri sürmüştür.
Dosya kapsamında bulunan İstanbul 4. Ağır Ceza mahkemesinde davacı şirketin katılan davalıların sanık sıfatıyla resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan yapılan yargılamada verilen 04.04.2013 tarihli karar örneğinden dava konusu bono nedeniyle davalı-sanıkların resmi belgede sahtecilik suçundan oybirliği ile cezalandırılmalarına, dolandırıcılık suçundan oy çokluğu ile cezalandırılmalarına hükmedildiği, ancak kararın henüz kesinleşmediği görülmüştür. Bilindiği üzere 818 sy. BK"nun 53. maddesi gereği ceza hakimi tarafından tespit edilen maddi vakıa hukuk hakimini bağlar. O halde Mahkemece anılan ceza dosyasının sonucunun kesinleşmesinin beklenilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı E. K. yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı E.. K.. yararına takdir edilen 1.100,00 TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı E.. K.."a verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 28.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.