14. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/564 Karar No: 2010/1751 Karar Tarihi: 19.02.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/564 Esas 2010/1751 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2010/564 E. , 2010/1751 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 13.03.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında isim düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava konusu 246 ada 74 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında “...” olarak yazılan baba adının “...” olarak düzeltilmesini istemiştir . Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir. Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Dava konusu taşınmaz 03.04.1933 doğumlu ... oğlu ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Dosyaya getirtilen nüfus kaydına göre 03.04.1933 doğumlu ... oğlu ... isimli bir kişi bulunmaktadır. Yukarıda da belirtildiği üzere tapu kaydında yapılan düzeltme ile mülkiyet nakline sebep olunmaması gerekir. Dosya kapsamına göre, tapu kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan ve tapu kaydının dayanağını oluşturan tapulama tutanağında da ismi belirtilen "... oğlu 03.04.1933 doğumlu ..." adına bir kayıt mevcut olduğundan artık tapuda kayıt düzeltilmesi davası ile sonuç alınamayacağı, tapu iptali ve tescil davası açılması gerektiği düşünülmeksizin istemin hüküm altına alınmış olması doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 19.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.