17. Hukuk Dairesi 2014/22779 E. , 2017/6034 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının maliki/sürücüsü olduğu araç ile davacının idaresindeki aracın çarpışması sonucu ölümlü kaza meydana geldiğini, kazada ölenlerin yakınları tarafından açılan manevi tazminat davası sonucu hükmedilen tazminatın fer"ileriyle birlikte 65.968,00 TL. olarak 27.06.2012"de davacı tarafından ödendiğini, kazada davacının tali kusurlu ve davalının asli kusurlu olduğunun ceza davasında tespit edildiğini, davacının ödediği bedelden davalının kusuruna denk gelen kısım için davalıya rücu hakkının bulunduğunu belirterek, belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada harca esas değer 1.000,00 TL. olmak üzere, kusur oranlarının belirlenerek davacının ödediği bedelden davalının kusuruna denk gelen kısmın 27.06.2012 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 23.06.2014 tarihli artırım dilekçesiyle, taleplerini 46.177,60 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... vasisi ..., davacının rücu alacağının tabi olduğu 1 yıllık zamanaşımı süresi içinde dava açılmadığından alacağın zamanaşımına uğradığını, kazada ölenlerin alkollü sürücünün aracına bilerek bindiklerini ve müterafik kusurlu olduklarını, ölenlerin hatır için taşındığını ve tazminat miktarı belirlenirken bu hususun dikkate alınması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacının rücuya konu ettiği ödemeyi 27.06.2012 tarihinde yaptığı, rücu talebi için geçerli zamanaşımı süresi işlemeye başladıktan sonra 6098 sayılı TBK"nun yürürlüğe girdiği, davacının rücu alacağı için geçerli 1 yıllık zamanaşımı süresinin dava açılmadan önce dolduğu gerekçesiyle, 6101 sayılı Kanun"un 5. maddesi, 6098 sayılı TBK"nun 72. maddesi ve 818 sayılı BK"nun 60. maddesi gereği davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tarafların idaresindeki araçların karıştığı kazada gerçekleşen ölüm olayı nedeniyle, davacının ödediği tazminatların, davalının kusuruna denk gelen kısmının rücuen tahsili istemine ilişkindir.
2918 sayılı ..."nun 109/4. maddesinde "motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar" düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda; davacı, kazada ölenlerin yakınları tarafından açılan manevi tazminat davası üzerine verilen hükmün ... takibine konu edilmesi üzerine, dava dışı 3. kişilere ödemeyi 27.06.2012 tarihinde yapmış olup, rücuen tazminata ilişkin davayı ise 22.01.2014 tarihinde, yani 2 yıllık süre içerisinde açmıştır.
Bu durumda mahkemece, motorlu araç kazalarından doğan zararlar yönünden, zarar giderimini gerçekleştiren müteselsil borçlunun diğer müteselsil borçluya rücusu konusunda, özel kanun mahiyetinde olan ..."nun 109/4. maddesindeki 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğu; davacının da ödeme tarihinden sonraki 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde rücu davasını açtığı gözetilerek, davanın esası hakkında inceleme yapılıp karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçeyle, yazılı olduğu biçimde davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 29/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.