12. Ceza Dairesi 2015/11620 E. , 2016/6832 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : 466 sayılı Kanuna göre tazminat
Hüküm : Davanın reddi
Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
... Ağır Ceza Mahkemesinin 21.01.2015 tarihli ve 1986/132 esas sayılı yazısında, ... Adliyesi arşivini su basması nedeniyle tasnif edilemeyen bir kısım dosyanın imha edildiğinin, anılan dosyada kesinleşme şerhine ilişkin bir tespitin yapılamadığının, ancak dosyadaki dört sanıktan sadece ... hakkında mahkumiyet kararı verildiğinin, davacının da aralarında bulunduğu diğer üç sanığın beraatlerine karar verildiğinin, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 30.01.1989 tarihli ve 1989/81-89 sayılı ilamı ile bozulması üzerine dosyanın sadece hakkında mahkumiyet kararı verilen sanık ... yönünden 1989/22 esas sayısına kaydedildiğinin bildirilmesi, diğer sanıklara ilişkin bir bozmadan ve yeniden bir esasa kaydedilmesinden söz edilmemesi, davacının da beraat kararının temyiz edildiğine ve dosyanın Yargıtaydan dönmesinden sonra tekrar yargılandığına dair bir ifade ve iddiasının bulunmaması karşısında, kararın davacı (sanık) aleyhine veya lehine temyiz edilmemiş ise kararın verildiği tarihten sonraki 7 günde yani 29.09.1988 tarihinde, temyiz edilmiş ise sadece Mehmet Taşer yönünden bozma kararının verildiği 30.01.1989 tarihinde kesinleştiğinin ve buna göre davanın 24-25 yıl sonra 04.12.2014 tarihinde açıldığının anlaşılması, dayanak karar fotokopisinin ...Ağır Ceza Mahkemesinin 21.01.2015 tarihli ve 1986/132 esas sayılı yazısı ekinde gönderilmesi karşısında, tebliğnamedeki “Yerel Mahkemenin tazminat talebine ilişkin davacının tutuklu kaldığı dosyaya ait onaylı suretin ve kesinleşme şerhi olmaksızın eksik inceleme ile karar vermesi” nedenine dayalı bozma görüşüne iştirak edilmemiş, dava, 466 sayılı Kanun hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkin olup; Ceza Genel Kurulunun 23.03.2010 tarih ve 2009/256 esas, 2010/57 sayılı kararında, 466 sayılı Kanunun 2. maddesindeki üç aylık sürenin başlangıcı için 21.04.1975 tarih ve 3-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına atıf yapılarak kesinleşen beraat kararından davacının haberdar olmasının arandığı, ancak anılan kararda tazminat davasının ne zamana kadar açılması gerektiğine dair bir açıklama bulunmamakla birlikte hiçbir hakkın sonsuza dek dava konusu yapılamayacağı, özel hukuk kapsamında değerlendirilmesi gereken bu talebin de makul bir süre içinde dava konusu edilmesi gerektiği, dava süresi açısından
en lehe kabul ile Borçlar Kanununun 60. maddesindeki sürenin kabulünün ve her koşulda davanın 10 yıllık süre içinde açılması gerektiği kabul edilmekle kanun dışı yakalanan veya tutuklananlar hakkında beraat hükmünün verilmesinden itibaren 10 yıl dolduktan sonra 466 sayılı Kanuna göre tazminat istenemeyeceği bu kapsamda, incelemeye konu olan tazminat davasına dayanak teşkil eden ... Ağır Ceza Mahkemesinin 22.09.1988 tarihli ve 1986/132 esas, 1988/158 karar sayılı dosyasındaki hükme ve muhtemel kesinleşme tarihlerine göre davacı hakkındaki beraat hükmünün 1988-1989 tarihlerinde kesinleştiği, davanın ise 04.12.2014 tarihinde, 10 yıl dolduktan sonra açıldığının anlaşılması karşısında, süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiş, gerekçeli karar başlığında, 466 sayılı Kanuna göre tazminat olan dava türünün “5271 sayılı CMK.nun 141. Maddesine Göre Tazminat” yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir.
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin inceleme sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacının davada zamanaşımı olduğunu bilmediğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün, isteme aykırı olarak ONANMASINA, 20.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.