1. Hukuk Dairesi 2015/7472 E. , 2015/12939 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KURTALAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/01/2012
NUMARASI : 2010/72-2012/24
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil, yıkım davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne, ecrimisil isteminden vazgeçildiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 10.11.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat ........ ile temyiz edilen vekili Avukat ............geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ........... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacı, kayden paydaşı olduğu 70, 72 ve 73 parsel sayılı taşınmazlara davalıların inşaat yapmak ve hayvan otlatmak suretiyle haksız yere müdahale ettiklerini, bu nedenle taşınmazlarını kullanamadığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesine, inşaatların yıkılmasına ve zararının giderilmesi için 1.000.-TL"nin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında 12.01.2012 tarihli celsede; ecrimisil talebinden vazgeçtiğini bildirmiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemişler ve duruşmaları da takip etmemişlerdir.
Mahkemece, kayden davacının paydaşı olduğu taşınmaza davalılar tarafından elatıldığının sabit olduğu gerekçesi ile elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne, ecrimisil isteminden vazgeçildiğinden bu hususta karar verilmesine yerolmadığına karar verilmiştir.
Çekişmeye konu 70, 72 ve 73 nolu parsellerde davacının, çok sayıda dava dışı kişi ile birlikte paydaş olduğu, davalıların kayıtttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının bulunmadığı kayden sabittir.
Bilindiği üzere; çaplı taşınmaza elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle çap kaydı yada kayıtları getirtilerek tarafların tüm delilleri toplanılmalı, dosya keşfe hazır hale geldikten sonra yapılacak uygulamada çekişmeli yer ile yanların ellerinde bulunan kısımların sınırları tarafların ortak beyanlarına göre açıklığa kavuşturulmalı, gerektiğinde bu yön taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır. Daha sonra, belirlenen bu durum göz önünde tutularak, hazır bulundurulan kadastro fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilere kadastro sırasında konan nirengi noktalarından, bunlar yoksa hem paftada hem arazide mevcut sabit noktalardan yararlanılarak takometrik aletlerle kadastral yöntemlere uygun biçimde ölçüm yaptırılmalı, bilirkişilerden uygulamayı yansıtan, infazı sağlamaya yeterli ve özellikle davacı tarafın taşınmazına bir tecavüzün bulunup bulunmadığını varsa miktarını açıkça gösteren kroki ve rapor alınmalıdır.
Somut olaya gelince, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda düzenlenmediği, bilirkişilerin ölçüm verilerini raporlarında ve krokilerinde göstermedikleri anlaşılmaktadır.
Hâl böyle olunca, öncelikle davacının delil olarak sunduğu Kurtalan Kaymakamlığı"nın 14.11.2008 tarih ve 2008/3 sayılı kararı ile eklerinin onaylı bir suretinin evrak arasına alınması, ondan sonra temyiz aşamasında davalı tarafın çekişme konusu taşınmazın yer aldığı alanda 3402 sayılı Yasanın 22/2-a maddesi uyarınca çalışma yapılacağını ileri sürdüğü de gözetilerek, dava konusu taşınmazların bulunduğu alanda anılan düzenleme uyarınca herhangi bir çalışma yapılıp yapılmadığının kadastro müdürlüğünden sorulup öğrenilerek böyle bir çalışma yapılmış ise çalışma sonucu oluşan tapu kayıtları ile krokilerinin evrak arasına alınması, tüm bu eksiklikler giderildikten sonra mahallinde konusunda uzman teknik bilirkişilerle birlikte yeniden keşif yapılarak bilirkişilerden yukarıda belirtilen ilkelere uygun düzenlenmiş, denetime elverişli, ölçekli rapor alınması, ondan sonra varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, değinilen hususları içermeyen biçimde yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Kabul tarzı itibariyle de, mahallinde yapılan uygulama neticesinde dava konusu taşınmazlar üzerindeki yapıların davalı H.. A.."ya ait olmadığı belirlendiği halde, davalı H.. A.."nun ne şekilde taşınmazlara müdahale ettiği belirlenmeden yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, hüküm kurulurken teknik bilirkişilerin krokilerinde gösterilen yapılara atıf yapılmadan infazda sıkıntı yaratacak şekilde davalılara ait olmayan yapıları da kapsayacak şekilde yıkım kararı verilmiş olması da isabetsizdir.
Yine kabul tarzı itibariyle, yargılama sırasında davacı vekilinin ecrimisil talebinden vazgeçtiğini imzası ile beyan etmiş olması karşısında, bu beyanının; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 307. maddesinde düzenlenen ""Feragat"" mahiyetinde mi, yoksa aynı Kanunun 123. maddesinde düzenlenen ""Davanın Geri Alınması"" mahiyetinde mi olup olmadığı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmeden ecrimisil hususunda yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, dava kısmen kabul edildiği halde yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre taraflar arasında paylaştırılmamış olması da isabetsizdir.
Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, 10.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.