Esas No: 2021/14847
Karar No: 2022/1169
Karar Tarihi: 09.02.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/14847 Esas 2022/1169 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2021/14847 E. , 2022/1169 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/01/2019 tarihli ve 2019/92 değişik iş sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 23/06/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 28/01/2017 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 14/03/2017 tarihli ve 2017/24763 soruşturma, 2017/8789 esas, 2017/7196 sayılı iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle İzmir 27. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, iddianamede, şüpheli hakkında daha önce 23/11/2014 tarihli suç nedeniyle İzmir 5. Çocuk Mahkemesine 2016/626 esas sayılı dava açıldığı, dava açıldıktan sonra işbu suçun işlendiği hususunun belirtildiği,
2- İzmir 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/05/2017 tarihli ve 2017/263 esas, 2017/416 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62.maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına cezanın aynı Kanun’un 51. maddesi gereğince ertelenmesine ve 2 yıl süre ile denetime tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 01/06/2017 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
3- Denetim süresi içerisinde 15/09/2017 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan İzmir 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/12/2017 tarihli ve 08/02/2018 tarihinde istinaf edilmeden kesinleşen 2017/954 esas, 2017/1019 sayılı kararı ile cezalandırıldığının ihbar edilmesi üzerine,
İzmir 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/03/2018 tarihli ve 2017/263 esas, 2017/416 sayılı ek kararı ile 1 yıl 8 ay hapis cezasının aynen infazına karar verildiği, ek kararın 17/04/2018 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
4- Cumhuriyet savcısınca, sanığın 26/11/2016 tarihli eylemi nedeniyle 02/05/2017 tarihinde İzmir 28. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, 09/10/2018 tarihli, 2017/499 esas, 2018/840 sayılı kararı ile sanığın cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 05/11/2018 tarihinde kesinleştiği, 28/01/2017 tarihli suç nedeniyle 14/03/2017 tarihli iddianame ile kamu davası açılmış ise de eylemlerin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43. maddesi gereğince zincirleme suç oluşturacağı gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesinin talep edildiği,
5- İzmir 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/01/2019 tarihli ve 2017/263 esas, 2017/416 sayılı ek kararı ile, İzmir 28. Asliye Ceza Mahkemesi kararına karşı kanun yararına bozma yoluna gidilebileceği, kararın kesinleşmesinden sonra ortaya çıkan bir durum olmadığı gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verildiği,
6- Sanığın ek karara itiraz etmesi üzerine, itirazı inceleyen mercii İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 11/01/2019 tarihli ve 2019/92 değişik iş sayılı kararı ile, itirazın reddine karar verildiği,
7- İzmir 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/499 esas ve 2018/840 karar sayılı dosyasının incelenmesinde;
a-) Sanığın 26/11/2016 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 02/05/2017 tarihli ve 2017/39140 soruşturma, 2017/15743 esas ve 2017/12303 sayılı iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 53 ve 58. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle İzmir 28. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, iddianamede, şüpheli hakkında 23/11/2014 tarihli suç nedeniyle İzmir 5. Çocuk Mahkemesine 2016/626 esas sayılı dava açıldığı, mahkûmiyet hükmü kurulduğu, dava açıldıktan sonra işbu suçun işlendiği hususunun belirtildiği,
b-) İzmir 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/10/2018 tarihli ve 2017/499 esas, 2018/840 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 192/3 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 05/11/2018 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
c-) Cumhuriyet Savcılığınca yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulması üzerine, İzmir 28 Asliye Ceza Mahkemesinin 20/05/2019 tarihli ve 2017/499 esas 2018/840 karar sayılı ek kararı ile infazın durdurulmasına karar verildiği, İzmir 28 Asliye Ceza Mahkemesince yargılamanın yenilenmesi talebi kabul edilerek 2020/258 esasa kaydedilerek İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/92 değişik iş sayılı kararına karşı kanun yararına bozma yoluna gidilmesine ara kararı ile karar verildiği, davanın derdest olduğu,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık ...'nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1, 192/3 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/05/2017 tarihli ve 2017/263 esas, 2017/416 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 43/1. maddesi gereğince yapılan yargılamanın yenilenmesi ve infaz durdurulması talebinin reddine ilişkin aynı Mahkemenin 25/05/2017 tarihli ve 2017/263 esas, 2017/416 sayılı ek kararına yönelik itirazın reddine dair mercii İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/01/2019 tarihli ve 2019/92 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında evvelce 26/11/2016 tarihli uyuşturucu madde kullanmak eylemi nedeni ile İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 02/05/2017 tarihli ve 2017/15743 esas sayılı iddianame ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda, İzmir 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/10/2018 tarihli ve 2017/499 esas, 2018/840 sayılı kararı ile sanığın mahkûmiyetine karar verildiği, yine 28/01/2017 tarihli inceleme konusu uyuşturucu madde kullanmak eylemi nedeni ile İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 14/03/2017 tarihli ve 2017/8789 esas sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda, İzmir 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/05/2017 tarihli ve 2017/263 esas, 2017/416 sayılı kararı ile mahkûmiyetine karar verildiği anlaşılmış ise de, sanığın her iki eyleminin ilk hukukî kesintiyi oluşturan 02/05/2017 tarihli iddianameden önce olması karşısında, birleştirme kararı verilerek, tek bir uyuşturucu madde kullanmak suçundan mahkûmiyet kararı verilip, zincirleme suç hükümleri uygulanması gerektiği anlaşılmakla birlikte,
Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 14/07/2017 tarihli ve 2017/2358 esas 2017/3525 karar sayılı ilâmı ile, "… her iki mahkeme tarafından hüküm tarihinde bilinmeyen ve sonradan ortaya çıkan bu durumun ilk kez kanun yararına bozma yolu ile incelenmesi mümkün olmayıp, yasaya aykırı olduğu iddia edilen mahkeme kararlarına karşı başvurulacak diğer kanun yolları tükenmediğinden, yargılama sona erdikten sonra ortaya çıkan bu durumun CMK’nın 311 ve devamı maddelerinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi kapsamında değerlendirilebileceği" şeklinde belirtildiği üzere, sonradan ortaya çıkan bu durumun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311 ve devamı maddeleri uyarınca yargılamanın yenilenmesi yoluyla mahallinde çözümlenebileceği gözetilmeksizin, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/01/2019 tarihli ve 2019/92 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanığın 28/01/2017 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma eylemi nedeniyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 14/03/2017 tarihli ve 2017/24763 soruşturma, 2017/8789 esas, 2017/7196 sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda İzmir 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/05/2017 tarihli ve 2017/263 esas, 2017/416 sayılı kararı ile sanığın mahkûmiyetine karar verildiği, 01/06/2017 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
Sanık hakkında, 26/11/2016 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma eylemi nedeniyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 02/05/2017 tarihli ve 2017/39140 soruşturma, 2017/15743 esas ve 2017/12303 sayılı iddianame ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda verilen İzmir 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/10/2018 tarihli ve 2017/499 esas, 2018/840 sayılı sanığın mahkûmiyetine dair kararın 05/11/2018 tarihinde istinaf edilmeksizin kesinleştiği,
Sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/05/2017 tarihli ve 2017/263 esas, 2017/416 sayılı kararının kesinleşmesinden sonra, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulduğu, Mahkemenin 02/01/2019 tarihli ve 2017/263 esas, 2017/416 sayılı ek kararı ile yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verildiği, ek karara sanık tarafından itiraz edilmesi üzerine mercii İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/01/2019 tarihli ve 2019/92 değişik iş sayılı kararı ile, itirazın reddine karar verildiği, anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına göre, İzmir 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/499 esas sayılı dosyasındaki suçun 26/11/2016 tarihinde işlendiği, bu suça ilişkin iddianamenin 02/05/2017 tarihinde düzenlendiği, incelemeye esas İzmir 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/263 esas sayılı dosyasındaki aynı neviden suçun 28/01/2017 tarihinde işlendiği, bu suça ilişkin iddianamenin ise 14/03/2017 tarihinde düzenlendiği, bu halde; sanığın eylemlerinin ilk hukukî kesintiyi oluşturan İzmir 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/263 esas sayılı dosya kapsamında yer alan 14/03/2017 tarihli iddianameden önce olması karşısında, sanık hakkında tek bir suçtan mahkûmiyet kararı verilip, zincirleme suç hükümleri uygulanması gerektiği,
Somut olayda, zincirleme suç oluşturan aynı nitelikteki iki suç nedeniyle farklı mahkemelere iki ayrı dava açılması üzerine, İzmir 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/05/2017 tarihli ve 2017/263 esas, 2017/416 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, İzmir 28 Asliye Ceza Mahkemesinin 09/10/2018 tarihli ve 2017/499 esas, 2018/840 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, karar verilerek ayrı ayrı mahkûmiyet hükmü kurulması kanuna aykırıdır.
Açıklanan nedenlere göre;
Sanığın her iki eylemi arasında hukuki kesinti bulunmaması, eylemlerin zincirleme suç oluşturması hususu her iki mahkeme tarafından hüküm tarihinde bilinmiyor olsa da, yargılama sona erdikten sonra ortaya çıkan bir durum olmadığından CMK’nın 311 ve devamı maddelerinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, kanuna aykırılığın kanun yararına bozma yolu ile giderilebileceği, anlaşıldığından;
Sanığın, bir suç işleme kararının icrası kapsamında 26/11/2016 ve 28/01/2017 tarihlerinde iki kez "Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçunu işlediği ve bunların "zincirleme suç oluşturduğu" anlaşıldığından, davaların birleştirilmesine karar verilerek, tek bir kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkûmiyet kararı verilip zincirleme suç hükümleri uygulanması gerektiği gözetilmeden, ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilmesi kanuna aykırı olup, suçların “bir suç işleme kararının icrası kapsamında” işlenip işlenmediğinin ve buna bağlı olarak belirtilen suçların zincirleme suç oluşturup oluşturmadığının tartışılarak belirlenmesi, zincirleme suç oluşturduğunun saptanması durumunda, tayin edilecek cezanın, zincirleme suç nedeniyle TCK'nın 43. maddesi gereğince artırılmasına karar verilmesinde zorunluluk bulunması, nedeniyle, İzmir 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/05/2017 tarihli ve 2017/263 esas, 2017/416 sayılı kararına karşı, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlere göre;
İzmir 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/05/2017 tarihli ve 2017/263 esas, 2017/416 sayılı kararına karşı, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE,
09/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.