Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/8597
Karar No: 2015/12938
Karar Tarihi: 10.11.2015

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/8597 Esas 2015/12938 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/8597 E.  ,  2015/12938 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ : MUĞLA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2014
NUMARASI : 2012/448-2014/356

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 10.11.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat Ö...... Ö.........,Av.N.D........T........... ile temyiz edilenler vekili Avukat C.... S........ geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ................ tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:


-KARAR-

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve pay oranında tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan anneleri R....... Ç........"nın 244, 322, 323 ve 375 parsel sayılı taşınmazlarını 09.12.1975 tarihinde satış göstermek suretiyle davalı oğluna devrettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında tescile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davanın haksız olduğunu, satışların gerçek olup elden bedellerini defaten ödediğini, 33 yıl önce gerçekleşen işlemin ödemesinin banka kanalı ile yapılmasının beklenemeyeceğini, mirasbırakanın davacılara da taşınmaz devrettiğini, davacıların aldıkları yerleri ellerinden çıkardıklarını, çekişmeye konu taşınmazların değerlerinin artması üzerine bu davayı açtıklarını, muvazaa iddiasının doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

./..

Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, Dairece; ""...Mirasbırakanın sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulanamayacağı, bu durumda, miras bırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır taşınmaz mallar ve haklar araştırılmalı, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgeler mercilerinden getirtilmeli her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınmalı, böylece değinilen anlamda bir paylaştırma kastının bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Hal böyle olunca, belirtilen ilkelere göre araştırma yapılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. "" gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; mirasbırakanın davacılar ile davalıya yaptığı kazandırmalar arasında çok bariz fark bulunduğu, miras bırakanın sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yaptığından sözedilmesinin mümkün olmadığından davalının denkleştirme savunmasına itibar edilmediği, taşınmazların davalıya temlikinin muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakan R........ Ç................"nın davaya konu 244, 322, 323 ve 375 parsel sayılı taşınmazlarını 09.12.1975 tarihinde satış suretiyle davalı oğluna temlik ettiği, 1318 doğumlu olan murisin 28.04.1990 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak davacı çocukları ile davalı oğlunun kaldığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki; evrak arasına alınan kayıtlardan, mirasbırakanın tüm mirasçılarına taşınmazlar temlik ettiği, dava konusu yerleri de davalı oğluna devrettiği tartışmasız olup, bu durum mahkemenin de kabulündedir.
Ne var ki, mahkemece; dava dışı 196, 197, 245, 953 ve 954 nolu parsellerin de mirasbırakan tarafından davalıya temlik edildiği değerlendirilmiş ise de; 196 parsel sayılı taşınmazın evveliyatta M.. Ç.."ya ait olup, davalının ½ payını bu kişiden edindiği, mirasbırakanla yarı yarıya paydaş iken 26.06.1970 yılında izaleyi şüyu sonucunda taşınmazın tamamına malik olduğu, 197 ve 245 nolu parsellerin ise 1955 tarihinde yapılan tapulama ile davalı adına tespit ve tescil edildiği, öte yandan 953 ve 954 nolu parsellerin ise 90 nolu parselin ifrazından oluştuğu, 90 nolu parselin 2/4 payının M....... Ç......, ¼ payının mirasbırakan R.... Ç......, ¼ payı ise M.. Ç.. adına 1955 tarihinde tapulamaya istinaden kayıtlı iken, M........... Ç.............. payını 28.04.1960 tarihinde davalıya satış suretiyle devrettiği, taşınmazın 29.04.1971 tarihinde hükmen ifrazı ile 953, 954 ve 955 nolu parsellerin oluştuğu, paydaşlar arasında yapılan taksim sonucunda 953 nolu parselin M.. Ç.. adına, 954 nolu parselin davalı adına, 955 nolu parselin ise mirasbırakan adına tescil edildiği, murisin 955 nolu parseli 09.05.1988 tarihinde davacı kızı K.. A.."a satış suretiyle devrettiği, diğer bir söyleyişle sözkonusu taşınmazların, mirasbırakanın davalıya temlik ettiği taşınmazlar arasında yeralmadığı anlaşılmaktadır.
O hâlde dosya içeriğinden ve toplanan tüm delillerden, mirasbırakanın sağlığında tüm mirasçılarını kapsar bir biçimde paylaştırma yaptığı, dava konusu taşınmazları da paylaştırma kastı ile davalı oğluna aktardığı, davalıya yaptığı kazandırmanın kabul edilebilir ölçüde kaldığı, mirasçılardan mal kaçırmayı amaçlamadığı sonucuna varılmaktadır.
../...

Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekilleri için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, 10.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi