11. Hukuk Dairesi 2014/16143 E. , 2015/1915 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/02/2014 tarih ve 2013/169-2014/49 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2007 yılından beri inşaat sektöründe "..." işareti ve unvanını kullandığını, "..." ibaresinin marka olarak tescili için 21.03.2011 tarihinde davalı kuruma başvuruda bulunduğunu, bu başvuruya, davalı şirketin önceye dayalı hak sahipliğine ve müvekkili şirketinin başvurusundan sonraki tarihli "..." ibareli marka başvurusuna dayalı olarak kısmen itirazda bulunduğunu, itirazın ... tarafından kabul edildiğini ve müvekkilinin başvurusunun, 37/1.sınıf hizmetler bakımından reddedildiğini, oysa müvekkilinin başvurusunun davalı şirkete ait başvurudan daha önce olduğunu, ayrıca başvuru konusu işareti uzun zamandan beri müvekkilince kullanıldığını, ... kararının yerinde olmadığını ileri sürerek, ... kararının iptaline ve davalının başvurusu tescil edilmiş ise hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirket tarafından 10.08.2011 tarihinde yapılan "..." ibareli marka tescil başvurusunun henüz sonuçlanmadığı, oysa ancak sicile tescil edilmiş markaların hükümsüzlüklerinin istenebileceği, davalı şirkete ait başvuru henüz tescille sonuçlanmadığından bu markanın hükümsüzlüğüne ilişkin davanın vakitsiz açıldığı ve reddinin gerektiği, 556 sayılı KHK’nın 8/3.maddesi uyarınca tescilsiz bir markanın veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaretin sahibinin, bu işaretin başkası adına tesciline itiraz edebileceği, davalı şirketin "..." ibaresini taşıyan unvanının 07.11.2006 tarihinde, davacının aynı ibareyi taşıyan unvanının ise 14.09.2007 tarihinde sicile tescil edildiği, ayrıca davalı şirketin unvanındaki ibareyi markasal olarak da kullandığı ve iştigal sahasının da inşaat hizmetleri olarak belirlendiği, bu durumda "..." ibaresi üzerinde 37/1.sınıf hizmetler bakımından kullanım önceliğinin davalı şirkete ait bulunduğu, öncelik hakkı kazanılan tescilsiz marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olduğu, öte yandan KHK"nın 8/5.maddesi uyarınca da davalı şirketin unvan tescilinden doğan haklarına dayalı olarak söz konusu başvuruya itiraz edebileceği ve bu itirazın da haklılık taşıdığı gerekçesiyle ... kararının iptaline ve davalı şirket markasının hükümsüzlüğüne ilişkin davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 13.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.