17. Hukuk Dairesi 2015/5271 E. , 2017/6029 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın yaptığı tek taraflı kazada, araç içinde yolcu olarak bulunan davacılar murisi ... öldüğünü, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldığını, davalıya yapılan başvuru üzerine 65.317,00 TL. ödenmişse de bu bedelin gerçek zararı karşılamadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için 100,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatının, kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 01.04.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, taleplerini 39.555,39 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, ... poliçesini düzenledikleri aracın,...arası yolcu taşımacılığı yaptığını ve bu taşıma sırasında zararın meydana geldiğini, davacıların zararlarından öncelikli olarak zorunlu karayolu yolcu taşımacılığı mali sorumluluk sigortacısının sorumlu olduğunu, taşıma sigortacısına rücu edilebileceği düşüncesiyle davacılara 65.317,00 TL. tazminatın 25.01.2012"de şirketlerince ödendiğini, ..."nun 111. maddesi gereği de yapılan ödeme yeterli olduğundan davacıların tazminat talep hakkı olmadığını, sigortalı sürücüye atfedilen kusuru kabul etmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 9.926.03 TL, ... için 4.212.95 TL, ... için 4.435.34 TL, ... için 5.459.31 TL, ... için 6.430.86 TL. ve ... için 6.424.62 TL. destekten yoksun kalma tazminatının, olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan
tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, taşıma sırasında meydana gelen trafik kazası sonucu, davacılar desteğinin ölümü nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı ... Anonim Türk ... Şirketi"nin, davacılar murisinin yolcusu olduğu minübüsün zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu hususu çekişmesizdir. Davalı ... şirketi, davacıların zararından öncelikle minübüsün zorunlu karayolu yolcu taşımacılığı mali sorumluluk sigortacısının sorumlu olduğunu iddia etmiş; mahkemece, bu hususta herhangi bir araştırma yapılmadan, davalının zarardan sorumluluğuna karar verilmiştir.
Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu"nun "Sorumluluk ve ..." başlıklı bölümünde düzenlenmiş olup; Kanunun 17. maddesinde "Şehirlerarası ve Uluslararası yolcu taşımacıları, duraklamalar dahil olmak üzere kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyanın zarara uğramasından dolayı sorumludurlar" düzenlemesi yapıldıktan sonra, 18. maddesinde "Taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanun"un 17. maddesinden doğan sorumluluklarını ... ettirmek zorundadırlar" düzenlemesine yer verilmiştir.
Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları"nın "Tazminat Ödemesinde Öncelikli ..." başlığını taşıyan B.8. maddesinde ise; "Meydana gelen zarar, öncelikle bu sigortadan karşılanır. ... sözleşmesinin hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu ... teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için; sırasıyla 13/10/1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"na göre yapılması zorunlu olan mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur" denilmektedir. Buna göre taşıma ilişkisinde, taşımacılık mali sorumluluk sigortası, mali sorumluluk sigortası ve ihtiyari mali sorumluluk sigortası arasında sıralı sorumluluk ilişkisi kabul edilmiştir.
Somut olayda; davacılar murisi, ... plakalı ticari taşıma yapan minübüs de yolcu olarak taşınmakta iken davaya konu kaza meydana gelmiştir. Kaza yapan aracın
taşımacılık mali sorumluluk sigortasının bulunup bulunmadığı, mahkeme tarafından araştırılmadan, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalının sorumluluğuna karar verilmiştir. Kaza tarihi itibariyle, bedeni zararlarda taşımacılık mali sorumluluk sigortasının, kişi başına limiti 200.000,00 TL. olup, mahkemece davacılar lehine toplam 36.889,11 TL. maddi tazminata hükmedilmiştir.
Yukarıda izah edilen sıralı sorumluluk esasına göre, davalı zorunlu mali mesuliyet sigortacısına, ancak taşımacılık mali sorumluluk sigortası limitinin üzerinde bir zararın tespiti halinde, limitin üzerinde kalan kısım yönünden başvurulabileceği, başka bir anlatımla, yolcunun uğradığı bedeni zararlar, taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası kapsamında ise, bu aracın trafik veya ihtiyari mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğunun doğmayacağı gözetilerek; kazayı yapan aracın, kaza tarihi itibariyle geçerli bir taşımacılık mali sorumluluk sigortası bulunup bulunmadığının araştırılması, bu poliçenin mevcudiyetine göre de davalının sorumluluğu hakkında bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2-T.C. Anayasası"nın 36/1 maddesi ve 6100 sayılı HMK"nun 27. maddesindeki düzenlemeler ile, davada taraf olanların davada etkin biçimde yer almasını temin etmeye yönelik esaslar getirilmiştir. Anılan bu düzenlemelerle, adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkının temin edilmesi hedeflenmiştir. Adil yargılanma hakkının kapsamında yer alan savunma haklarının etkin biçimde kullanılmasını teminen konulan yasal düzenlemelerden biri de, davada esaslı işlem olan bilirkişi raporlarının taraflara tebliğine ilişkin düzenlemedir. 6100 sayılı HMK"nun 280/1. maddesi "Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir" hükmünü amirdir.
Somut olayda; tazminatın hesabı için alınan bilirkişi raporuna, davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine, davalının itirazlarının karşılanması amacıyla alınan ve mahkeme tarafından hükme esas kabul edilen 02.12.2014 tarihli bilirkişi raporu tebliğe çıkartılmış olmasına rağmen, rapor tebliği beklenip davalının varsa itirazlarını sunmasına imkan
verilmeden dava hakkında karar verildiği görülmektedir. Bu itibarla, hükme esas alınan rapor tebliğ edilmeden, davalının savunma haklarını da kısıtlar biçimde yargılamaya devam edilip yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
3-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre; davalı vekilinin sair temyiz itirazları ile davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazları ile davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalıya geri verilmesine 29.5.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.