11. Hukuk Dairesi 2014/16339 E. , 2015/1909 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 03/07/2014 tarih ve 2012/54-2014/261 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 28.11.2011 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında sermayesinin artırılmasına karar verildiğini, bu kararın tescili için davalı kuruma yapılan başvurunun, 16.02.2012 tarihli kararla, şirketin 31.03.2006 tarihli genel kurulunda da sermayenin artırılmasına karar verildiği, artırılan tutarın nakit olarak ödeneceğinin taahhüt edilmiş olmasına rağmen nakden ödeme yapılmadığı, bunun yerine artırılan sermayenin bir kısmının, şirket ortaklarının alacaklarından karşılandığı gerekçesiyle reddedildiğini, oysa ticari şirketlerde sermaye artırımı yapılmasının temel amacının, şirket öz sermayesinin yükseltilmesi ve güçlü bir mali yapı oluşturulması olduğunu, sermaye artışının nakit ödenmek suretiyle yapılmasıyla ortakların şirketten olan alacaklarının mahsubu yoluyla yapılması arasında hiçbir fark bulunmadığını ileri sürerek, sermaye artırımı kararının tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, her ne kadar davacı tarafça 28.11.2011 tarihli genel kurulda alınan sermaye artırımı kararının tescili talep edilmiş ise de müvekkili kurum tarafından yapılan incelemede, davacı şirketin 31.03.2006 tarihli genel kurulunda artırılmasına karar verilen sermayesinin, kararda artırılan sermayenin nakden ve defaten ödeneceği belirtilmesine rağmen bu şekilde ödenmediği, bu durumun mevzuata aykırı bulunduğunu ve dava konusu kararın tescil edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu sermaye artırım kararının davacı şirketin anasözleşmesine ve yasaya uygun bulunduğu, her ne kadar davalı tarafça davacı şirketin 2006 tarihli genel kurulunda alınan sermaye artırımı kararının usulünce yerine getirilmediği savunulmuş ise de söz konusu genel kurulda artırılmasına karar verilen sermayenin tamamının ödendiğinin dosyaya sunulan yeminli mali müşavir raporundan anlaşıldığı, sermaye borcunun, şirket ortaklarının şirketten olan alacaklarından mahsup yoluyla yerine getirilmesinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı, dolayısıyla davalı kurumun kararının yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, 28.12.2011 tarihli sermaye artırımı kararının sicile tesciline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 13/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.