Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2009/14902 Esas 2010/4498 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/14902
Karar No: 2010/4498

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2009/14902 Esas 2010/4498 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2009/14902 E.  ,  2010/4498 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İzmir 4. Aile Mahkemesi
    TARİHİ :16.06.2009
    NUMARASI :Esas no: 2009/261 Karar no:2009/539

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Davacı, torunuyla kişisel ilişki kurulması istemiyle davalı gelini aleyhine dava açmış , mahkemece dava reddedilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı, diğer kişilere özellikle hısımlara da tanınabilir.(TMK.md.325) Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun özellikle eğitim, sağlık ve ahlak bakımından yararları esas tutulur.(TMK.md.182/2)
    Toplanan delillerden küçük Yasemin Nur 09.02.2006 doğumlu olup davalı annesiyle birlikte İzmir’de yaşadığı, küçüğün babası İlker’in ise Amerika Birleşik Devletleri’nde kaldığı, davacının da İzmir’de yaşadığı anlaşılmaktadır. Davacının torununu görmek ve onunla uygun kişisel ilişki kurmak, torun sevgisini tatmak ve çocuğa da bu sevgiyi vermek hakkıdır. Davacının bu hakkını amacına aykırı kullanacağına dair dosyada bir delil de bulunmamaktadır. O halde davacı ile torunu arasında uygun kişisel ilişki tesisine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.10.03.2010 (Çrş.)
    KARŞI OY YAZISI
    İsteme konu küçük Y. N.’nin anne ve babası İ. E.U. ve A. U.’nun dosya kapsamına göre, halen evli olup boşanmadıkları; Türk Medeni Kanununun 336.maddesi gereğince velayet hakkını birlikte kullandıkları anlaşılmaktadır. Çekişmeli dava yoluyla, eylemli ayrılık döneminde küçüğün velayetinin geçici olarak eşlerden birine verilmesine ilişkin bir mahkeme ilamı da bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 323.maddesinde kişisel ilişki hakkı velayet hakkı kendisinde olmayan eş için öngörülmüştür. Bu durumda, velayet henüz davalı anneye tek başına bırakılmış olmadığından; Türk Medeni Kanununun 325.maddesindeki küçükle üçüncü kişi konumundaki hısım (davada büyük baba)arasında kişisel ilişki kurulması koşulları oluşmamıştır. Bu nedenlerle sonucu bakımından doğru olan yerel mahkeme kararının onanması gerektiği düşüncesiyle, değerli çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.