Esas No: 2022/1408
Karar No: 2022/1916
Karar Tarihi: 09.02.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2022/1408 Esas 2022/1916 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, emniyeti kötüye kullanma suçundan 6 gün hapis ve 48 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmış ancak denetim süresi içinde ikinci bir suç işlemiş ve daha önce açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verilmiştir. Ancak yapılan incelemede, suçun işlendiği tarih itibariyle olağanüstü dava zamanaşımının dolmuş olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, sanık hakkındaki kamu davası düşmüştür. Kanunlar: Türk Ceza Kanunu (765 sayılı) madde 491/3, Türk Ceza Kanunu (5237 sayılı) madde 50/1-a ve 52/2, Ceza Muhakemesi Kanunu (5271 sayılı) madde 231/5 ve madde 223/8.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 23.11.2021 tarih ve 2021/21380 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 06.01.2022 tarih ve KYB-2021/150593
sayılı ihbarname ile;
Emniyeti kötüye kullanma suçundan sanık ...'in, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 508/1, 522 ve 523. maddeleri gereğince neticeten 6 gün hapis ve 48,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Edirne 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/10/2009 tarihli ve 2003/405 esas, 2009/413 karar sayılı kararının 05.01.2010 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 01.06.2011 tarihinde kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle yapılan yargılama sonucunda hükmün açıklanmasına, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 508/1, 522 ve 523. maddeleri ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 50/1-a ve 52/2. maddeleri gereğince 48,00 Türk lirası ve 120,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin Edirne 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 06.11.2018 tarihli ve 2017/783 esas, 2018/725 karar sayılı kararının; "Dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 508/1. maddesinde tanımlanan emniyeti kötüye kullanma suçunun, aynı Kanun'un 102/4 ve 104/3. maddelerine göre hesaplanan 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımı süresine tâbi olduğu, suç tarihi olan 23.10.2002 tarihinden, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklandığı 06.11.2018 tarihine kadar geçen 16 yıl 14 günlük süreden, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 05.01.2010 tarihi ile denetim süresi içerisinde işlenen suçun tarihi olan 01.06.2011 tarihleri arasında geçen 1 yıl 4 ay 27 günlük durma süresi de çıkarıldığında 14 yıl 7 ay 17 günlük sürenin geçmiş olduğu cihetle, 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu dikkate alındığında, dava zamanaşımının dolması nedeniyle düşme kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmediğinden" bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi gereği görüşüldü:
İncelenen dosya içeriğine göre; 5271 sayılı CMK’nin 231/8-son cümlesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 05.01.2010 tarihinden, denetim süresi içinde ikinci suçun işlendiği 01.06.2011 tarihine kadar dava zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede;
Kısa süreliğine bir görüşme yaptıktan sonra iade etmek üzere aldığı cep telefonunu iade etmeyen sanığın eyleminin, suça konu telefonun zilyetliğinin devredilmemiş olması nedeniyle 765 sayılı TCK'nin 491/3 maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunu oluşturduğu, 5237 sayılı TCK’nin 7 ve 5252 sayılı TCK’nin Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9. maddeleri karşısında; sanığa yüklenen 765 sayılı TCK’nin 491/3 maddesinde düzenlenen "hırsızlık" suçunun Kanundaki cezasının miktarı ve üst sınırına göre, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nin 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen olağanüstü
dava zamanaşımının, suç tarihinden hükmün açıklandığı tarihe kadar gerçekleştiği gözetilerek davanın düşmesine karar verilmesi yerine, yargılamaya devamla mahkûmiyet hükmü kurulmasının yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla; kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Edirne 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 06.11.2018 tarihli, 2017/783 Esas ve 2018/725 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre aynı maddenin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, cezanın çektirilmemesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 09.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.