Esas No: 2019/8627
Karar No: 2022/1896
Karar Tarihi: 09.02.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/8627 Esas 2022/1896 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir kişinin resmi belgede sahtecilik suçu nedeniyle mahkumiyetine karar verdi. Ancak, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun ilke kararlarına uyulmadığı için karar bozuldu. Kararın gerekçesinde, hükmün açıklanması kararının gereklilikleri ile sahtecilikte aldatmanın tayin ve takdiri konularında yanlış işlem yapıldığı belirtildi. Kararın çeşitli kanun maddelerine aykırı olduğundan bahsedildi ve bu nedenle bozulmasına hükmedildi. Kararda bahsedilen kanun maddeleri şunlardır: 5271 sayılı CMK'nin 231/8-son cümlesi, CMK'nin 231/11, Anayasa'nın 141/3, CMK'nin 34 ve 230, TCK'nin 204/1, 62/1, 53/1, 83/2, 86/3-a, 52/2-4, İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 6/2.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
5271 sayılı CMK’nin 231/8-son cümlesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 01.03.2011 tarihinden, deneme süresi içinde ikinci suçun işlendiği 09.10.2014 tarihine kadar dava zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede;
1) Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.11.2014 tarihli, 2013/830 Esas ve 2014/502 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; CMK'nin 231/11. maddesine göre hükmün açıklanmasına dair kararda, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141/3., CMK'nin 34 ve 230. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine imkan sağlayacak biçimde açık ve gerekçeli olması, gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, bu delillere göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerekirken; açıklanan ilkelere uyulmadan, önceki karara yollama yapılmak suretiyle Anayasa'nın 141. ve 5271 sayılı CMK'nin 34 ve 230. maddelerine aykırı davranılarak gerekçesiz hüküm kurulması,
2) Yapılan sahtecilikte aldatma niteliği bulunup bulunmadığının takdir ve tayininin hakime ait olduğu da dikkate alınarak, söz konusu tescil belgesinin hakim tarafından incelenip özelliklerinin zapta geçirilmesi, bu şekilde, sahtecilikte aldatma niteliği bulunup bulunmadığının tartışılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 09.02.2022 tarihinde hükmün açıklanma koşullarının oluşup oluşmadığına dair ön sorun yönünden Başkan Vekili ...'ın karşı oyu ile oy çokluğuyla, diğer yönlerden ise oy birliğiyle karar verildi.
KARŞI OY
Dairemizin 09.02.2022 tarih, 2019/8627 Esas, 2022/1896 Karar sayılı çoğunluk görüşüne aşağıdaki sebeplerden katılmıyorum.
Sanığın TCK'nin 204/1, 62/1, 53/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin, 5271 sayılı CMK’nin 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanması suretiyle kurulan Şefaatli Asliye Ceza Mahkemesi’nin 03.06.2015 tarih ve 2015/45 Esas, 2015/100 Karar sayılı kararı usul ve yasaya aykırıdır.
Sanık hakkında aynı Mahkemece 2009/47 Esas ve 2010/145 karar sayıyla verilen hükmün CMK’nin 231. maddesi uyarınca açıklanmasının geri bırakıldığı anlaşılmaktadır.
Deneme devresi içinde sanık hakkında Yozgat 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.03.2015 tarih, 2014/549 Esas ve 2015/12 karar sayı ile TCK'nin 83/2, 86/3-a, 62/1, 52/2-4 maddeleri ile doğrudan 3000 TL APC ile cezalandırılmasına ilişkin kesin olarak verilen hükme istinaden ilgili mahkemesine ihbarda bulunulduğu görülmüştür.
Kesin olarak verilen hükümlerin olağan yargı yolu içinde temyiz incelenmesine konu edilmesi mümkün değildir. Ancak şartların varlığı halinde kanun yararına bozma suretiyle hukuka aykırılığın giderilmesi mümkündür. Dolayısıyla etkin bir yargısal denetime tabi olmayan kesin hükümlerin hükmün açıklanmasına dayanak alınması mümkün değildir. Bu durum iç hukukumuzun bir parçası olan İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesinin 6/2. maddesine güvence altına alınan Masumiyet Karinesinin ihlali niteliğindedir. Bu sebeplerle anılan mahkeme kararının öncelikle hükmün açıklanma koşullarının bulunmadığı sebebi ile bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun Düzeltilerek Onanması yönündeki görüşüne katılmıyorum. 09.02.2022
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.