Esas No: 2020/4903
Karar No: 2020/5263
Karar Tarihi: 23.11.2020
Danıştay 10. Daire 2020/4903 Esas 2020/5263 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/4903
Karar No : 2020/5263
DAVACI : …
DAVALI : … Bakanlığı
DAVANIN_ÖZETİ : Davacı tarafından, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 2016/20 sayılı Genelgesinin 4.2 maddesinde 01/10/2008 tarihinden önce Bağ-Kur isteğe bağlı sigorta kaydı bulunanlar için belirlenen haktan, anılan tarihten önce SSK isteğe bağlı sigorta kaydı bulunanların yararlandırılmamasının anayasal eşitlik ilkesine aykırı olduğu ileri sürülerek, SSK isteğe bağlı sigorta kaydı bulunanlara da aynı hakkın tanınması isteminde bulunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 3. maddesine uygun olmayan dava dilekçesinin reddedilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca hazırlanan Tetkik Hakiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra gereği görüşüldü:
Anayasa'nın 125. maddesinin 1. fıkrasında, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu hükmü; 4. fıkrasında, yargı yetkisinin, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup, hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamayacağı, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceği hükmü yer almaktadır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 2. fıkrasında da idari yargı yetkisinin, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu; idari mahkemelerin yerindelik denetimi yapamayacakları, yürütme görevinin kanunlarda ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremeyecekleri hükümlerine yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 3. maddesinde; idari davaların, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı; dilekçelerde; tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adresleri ile gerçek kişilere ait Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının, davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin, davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim tarihinin gösterileceği; ayrıca dava konusu kararın ve belgelerin asılları veya örneklerinin dava dilekçesine ekleneceği, dilekçeler ile bunlara ekli evrakın örneklerinin karşı taraf sayısından bir fazla olacağı, hususları düzenlenmiştir.
Anılan mevzuat hükümlerinden idari yargı merciilerinin bir davaya bakabilmesi için ortada ya idarenin idare hukuku alanında tesis etmiş olduğu bir idari işlemin bulunması ya da idari sözleşmenin mevcut olması veyahut da idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davasının bulunmasının gerektiği anlaşılmaktadır.
2577 sayılı Kanun'un 14. maddesinin 3. fıkrasında ise, dilekçelerin görev ve yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet ve aynı Kanun'un 3 ve 5. maddelerine uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği hükme bağlanmış; 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde de dilekçelerin, 3 ve 5. maddelere uygun olmadıklarının tespiti halinde, otuz gün içinde 3 ve 5. maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenerek dava açılmak üzere reddedileceği hüküm altına alınmıştır.
Dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden; davacının, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 2016/20 sayılı Genelgesinin 4.2 maddesinde düzenlenen "01/10/2008 tarihinden önce isteğe bağlı sigortalı olan ve prim ödemesi olmaması nedeniyle tescil tarihi itibariyle sigortalılığı sonlandırılan ve (4/b) kapsamında çalışması bulunanların sigortalılığının başlatılması"na ilişkin hükümden yaralanmak amacıyla 26/08/2020 tarihinde Edremit Sosyal Güvenlik Merkezine başvuruda bulunduğu; başvurusunun, "506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa tabi isteğe bağlı sigortaya ait başvuru formu ile sigorta başlangıcı talep edildiği; ancak, başvuru ekinde 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu kapsamında isteğe bağlı sigorta talep formu olmadığı için yapılacak işlem bulunmadığı" gerekçesiyle … tarih ve E…. sayılı işlemle reddedildiği; bunun üzerine davacı tarafından, 01/10/2008 tarihinden önce Bağ-Kur isteğe bağlı sigorta kaydı olanlara verilen hakkın aynı tarihten önce SSK isteğe bağlı sigorta kaydı olanlara tanınmamasının anayasal eşitlik ilkesine aykırı olduğu öne sürülerek, SSK isteğe bağlı sigorta kaydı olanlara da aynı hakkın tanınması istemiyle bakılmakta olan davayı açtığı görülmektedir.
Dava dilekçesi ekinde; Edremit Sosyal Güvenlik Merkezinin 28/08/2020 tarih ve E.10149896 sayılı işlemine ve bu işlemde dayanak olarak gösterilen Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Sigorta Primleri Genel Müdürlüğünün "2013/11 sayılı Genelgede Değişiklik" konulu 2016/20 sayılı Genelgesinin 4.2 maddesinin yer aldığı kısmının bulunduğu ve dava dilekçesinde de Edremit Sosyal Güvelik Merkezi işlemi ile dayanağı olan 2016/20 sayılı Genelgenin 4.2 maddesinden bahsedildiğinin görüldüğü; ancak, bu işlemlere ilişkin bir "iptal" isteminde bulunulmayıp yalnızca, "SSK isteğe bağlı sigorta kaydı olanlara da aynı hakkın tanınması" şeklinde bir talebe yer verilerek idari işlem niteliğinde bir yargı kararı verilmesinin istenildiği; idari yargı mercilerinde açılacak davaların, idari işlemlere karşı açılan iptal davası, idari işlem veya eylemden doğan tam yargı davası ve idari sözleşmeler nedeniyle taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklardan kaynaklanan davalar olduğu, bu nedenle sayılanlar dışındaki talepler için idari yargı yerlerinde dava açılamayacağından idari işlem niteliğinde karar verilmesi talebine yönelik istem içeren dava dilekçesinin bu yönüyle de 2577 sayılı Kanun'un 3. maddesine uygun olmadığı sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla, davacı tarafından Edremit Sosyal Güvenlik Merkezinin 28/08/2020 tarih ve E.10149896 sayılı işlemine veya bu işlemde dayanak olarak gösterilen Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Sigorta Primleri Genel Müdürlüğünün "2013/11 sayılı Genelgede Değişiklik" konulu 2016/20 sayılı Genelgesinin 4.2 sayılı maddesine karşı yahut her iki işleme birden iptal davası açılmak isteniyor ise; buna ilişkin istemin, dava dilekçesinin konu, içerik ve sonuç kısımlarında uyumlu bir şekilde ve tereddüte mahal verilmeksizin belirtilmesi ve yargı yerlerince idari işlem niteliğinde yargı kararı verilemeyeceği de dikkate alınarak 2577 sayılı Kanun'un 3. maddesine uygun olarak yenilenen, Danıştay Başkanlığına hitaben yazılmış açık ve anlaşılabilir bir dilekçeyle dava açılması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15. maddesinin 1..fıkrasının (d) bendi uyarınca, bu kararın tebliğinden itibaren otuz (30) gün içinde 3. maddeye uygun şekilde düzenlenerek noksanı tamamlandıktan sonra dava açmakta serbest olmak üzere dava dilekçesinin reddine, aynı Kanun'un 15. maddesinin 5. fıkrası hükmüne göre yeniden verilen dilekçede aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceğinin davacıya duyurulmasına, davanın yenilenmesi hâlinde yeniden harç alınmamasına, davanın yenilenmemesi durumunda ise … TL harç ile … TL tebligat gideri toplamı olan … TL yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve posta gideri avansından artan miktarın istemi halinde davacıya iadesine, 23/11/2020 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.