11. Hukuk Dairesi 2014/12192 E. , 2015/1867 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15/03/2012 gün ve 2008/739-2012/118 sayılı kararı onayan Daire’nin 27/03/2014 gün ve 2012/12367-2014/5909 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, asıl ve birleşen davalarda, 03.11.2006 tanzim 30.12.2008 vade tarihli 450.000 USD bedelli, lehdarı ..., keşidecisi ..., kefili .... olan senedin, müvekkili tarafından kaybedildiğini, senedin aynı bedelli toplam 6 adet senetle birlikte davacının ...."deki hisselerinin devrine ilişkin olarak düzenlenen 08.11.2006 tarihli protokol ve ihbarname üzerine verildiğini, zayi nedeni ile iptali için dava açıldığını, bankaya senet keşidecisine ve kefiline ödememe için noter ihtarları gönderildiğini, ancak bankadan alınan istihbarata göre adresi bilinmeyen ... isimli şahsın tahsil için başvurduğunu, davacının senedi bankaya tahsil için götürdüğünden arkasını iş yerinde imzaladığını ve bu şekli ile senedin kaybolduğunu ileri sürerek, senetten dolayı borçlu olunmadığının tespitine, senedin iptaline, tahsili halinde bedelin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiş, 16.02.2009 havale tarihli ıslah dilekçesi ile her ne kadar dava dilekçesinde senedin kaybedildiğinden bahsedilmiş ise de senedin aynı tanzim tarihli ve aynı bedelli 30.12.2007 vade tarihli senetle birlikte protokol tarihinde davacının avukatı olan ..."a onun talebi üzerine verildiğini, davacıya ait ....deki hissenin devri sırasında 6 adet 450.000 USD bedelli senet düzenlendiğini, senetlerden ilkinin 30.12.2007, ikincisinin 30.12.2008 vade tarihli olduğunu, bu iki senedi protokolü ve senetleri düzenleyen ..."ın tahsil için kendisinde kalması gerektiğine inandırarak uhdesinde tutup, diğerlerini davacıya verdiğini, daha sonra bu senetlerin ücretine karşılık tuttuğunu öne sürerek vermekten kaçındığını, 30.12.2007 vade tarihli senedi ..."ın cirosu ile ..."a, ikinci senedi de ..."ın cirosu ile ...."e tahsil ettirdiğini, 18.08.2008
tarihinde davacının avukatı ..."ı azil ettiğini, ancak o sırada vekalet ücretinin teminatı olarak alınan arsanın geri verilmeme korkusu, ikinci senedin de elinde bulunması nedeniyle bu kişinin üzerine gidilemediğini, bu nedenle davaya artık istirdat davası olarak devam edilmesi gerektiğini belirtilmiştir.
Davalılar vekilleri, asıl ve birleşen davaların reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizin 2012/12367 E., 2014/5909 K sayılı ilamıyla onanmıştır.
Davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 05,20 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK"nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 251,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, 13/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.