Esas No: 2018/575
Karar No: 2022/2053
Karar Tarihi: 10.02.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/575 Esas 2022/2053 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, 2008-2012 yıllarında sahte ve yanıltıcı belge düzenlemek suçundan yargılanmıştır. Sanık, ticari faaliyetlerinde gerçek faturalar kullandıklarını iddia etmiştir. Ancak yapılan incelemelerde sanığın şirketinin gerçek bir faaliyetinin olmadığı tespit edilmiştir. Mahkeme, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için araştırma yapılması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, suçun unsurlarının delillerle beraber açık bir şekilde gerekçeye yansıtılması gerektiği vurgulanmıştır. Mahkeme ayrıca, sanık hakkında açılan suçların sadece \"sahte belge düzenleme\" suçunu oluşturacağına dair açıklama yapmıştır. Kararda geçen kanun maddeleri ise şunlardır:
- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359/a-2. maddesi
- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359/b maddesi
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 43. maddesi
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Sahte belge düzenleme, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
1)Sanık hakkında "2008, 2009, 2010, 2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme" suçlarından açılan kamu davasında; sanığın savunmasında, suça konu faturaların gerçek bir ticari ilişkiye dayandığını beyan etmesi ve ilgili takvim yıllarında yerine getirdiği işlere ilişkin sözleşmeler, iş bitirme belgeleri, yanında çalıştırdığı işçilere ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu bildirimleri ile faaliyetinin gerçek olup yapılan işlerin karşılığının banka kanalıyla ödendiğine ilişkin banka hesap dökümleri sunması, sanık müdafisinin talebi ile Mahkemece anılan belgelerin bir kısmının asıllarının da ilgili kurumlardan dosya içerisine alınmış olması ve dinlenen tanıkların da, sanığın şirketinde çalıştıklarını beyan ettiklerinin anlaşılması ve bu haliyle davanın dayanağını oluşturan Gaziantep Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığının 04.03.2013 tarih ve AGB-A-1254/22 sayılı Vergi Suçu Raporu ve ekindeki Vergi Tekniği Raporunda belirtilen, sanığın şirketine ait Sosyal Güvenlik Kurumu nezdinde iş yeri tescili olmayıp, sigortalı işçi çalıştırmadığı, sanığın şirketinin tamamen gerçek bir faaliyetinin olmadığı yönündeki tespitlerle, anılan belgeler ve dinlenen tanık beyanları arasında çelişki oluşturduğunun anlaşılması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından; faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için; faturaları düzenleyen mükellefe ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler ile faturaları kullanan mükelleflerin ilgili belgelerinin ve sanık tarafından dosyaya sunulmuş olan belgelerin de asılları araştırılıp dosyaya getirtilmesi ile faturaları düzenleyen mükellef ile kullanan mükellefin ticari defter ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması, delillerle sonuç arasında bağ kurularak hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken; eksik araştırma ve inceleme ile ve yetersiz gerekçe ile mahkumiyet hükümleri kurulması,
2)Kabule göre de;
a)Midyat Cumhuriyet Başsavcılığının 11.11.2013 tarih ve 2013/659 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında "2008, 2009, 2010, 2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme" suçlarından kamu davası açılmış ise de, Gaziantep Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığının 04.03.2013 tarih ve AGB-A-1254/22 sayılı Vergi Suçu Raporu ve ekindeki Vergi Tekniği Raporu ile 2013/66 sayılı mütalaanın sanık hakkında sadece "sahte belge düzenleme" suçuna ilişkin olduğu ve "sahte fatura düzenleme" ve "muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme" suçlarının vasıflarının ve yaptırımlarının farklı olduğu, 213 sayılı Kanun'un 359/a-2. maddesine göre, "muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme" suçunun oluşabilmesi için belgenin gerçek bir muamele veya duruma dayanma zorunluluğunun bulunmasının gerektiği, belgenin gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde varmış gibi düzenlenmesi halinde ise, 213 sayılı VUK'nin 359/b maddesindeki "sahte belge düzenleme" suçunun oluşacağı; tüm dosya kapsamından sanığın üzerine atılı suçların sübutu halinde sadece 213 sayılı VUK'nin 359/b maddesinde düzenlenen "sahte belge düzenleme" suçunu oluşturacağı gözetilmeden, gerekçe ve hükümde sanığın muhteviyatı itibariyle yanıltıcı ve sahte belge düzenlediğinin kabul edilerek iki ayrı suçtan mahkumiyet hükümleri kurulması suretiyle fazla ceza tayini,
b)Her takvim yılında işlenen sahte fatura düzenleme suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olduğu, her takvim yılı için ayrı hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden ve hangi takvim yılından olduğu da belirtilmeden tek hüküm kurulması,
c)Aynı takvim yılı içinde farklı tarihlerde birden fazla sahte fatura düzenleme fiilinin, zincirleme suç oluşturduğu ve sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nin 43. Maddesi hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırı,
d)5237 sayılı TCK'nin 53. Maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından ceza miktarı itibarıyla sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 10.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.