14. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/1133 Karar No: 2010/1676 Karar Tarihi: 18.02.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/1133 Esas 2010/1676 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2010/1133 E. , 2010/1676 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.11.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.04.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, 28.03.2001 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalılardan ... satış vaadi borçlusu miras bırakanın fiil ehliyeti bulunmadığından davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı tarafından murisin sözleşme ehliyetinin varlığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması için gerekli giderlerin karşılanmadığından bahisle dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Gerçekten, davranışlarının eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirme ve ayırtedebilme kudreti bulunmayan bir kimsenin kendi iradesiyle hak kazanma, borç altına girebilme ehliyetinden bahsedilemez. Bir kimsenin sözleşme ehliyetinin tespitinin gerektiği hallerde uygulamada Adli Tıp Kurumunun görüşüne başvurulmaktadır. Somut olayda da, taraflar arasında cereyan eden hukuk davalarında vaat borçlusunun sözleşme ehliyeti bulunup bulunmadığı konusu gündeme gelmiş, özellikle aynı yer 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/68 sayılı dosyasında muris vaat borçlusunun fiil ehliyetine sahip olduğu ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nın 01.11.2004 tarihli raporuyla saptanmıştır. Bu raporda aynen “şahsın vasi tayinini gerektiren hastalığının kaç yıldır devam etmekte olduğunun belirlenemeyeceği ancak 07.09.2001 tarihinde yapılan psikiyatrik muayenesinde akli ve ruhi melekelerinin yerinde olduğu saptandığına göre vasi tayini gerektiren hastalığının bu tarihten sonra gelişmiş olabileceği sonucuna varılmıştır” denilmektedir. Davada 28.03.2001 tarihli sözleşmeye dayanıldığına, sözleşmenin yapıldığı tarihte alınan 28.03.2001 tarihli raporda da psikiyatri uzmanı tarafından muris vaat borçlusunun medeni haklarını kullanma ehliyeti bulunduğu bildirildiğine göre muris vaat borçlusunun sözleşme tarihinde fiil ehliyetinin varlığı belirlenmiştir. Ayrıca yeni bir bilirkişi incelemesi gerekmediğinden mahkemece çekişmenin esası incelenerek hüküm kurulması yerine davanın yazılı bazı gerekçelerle reddi doğru değildir. Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 18.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.