Esas No: 2021/3964
Karar No: 2022/2008
Karar Tarihi: 10.02.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/3964 Esas 2022/2008 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık köy muhtarı ve diğer sanıklar, kadastro tespit çalışmalarında gerçeğe aykırı beyanda bulunarak köy tüzel kişiliğine ve hazineye ait arazilerin Atalaylar ailesine ait olmadığını bildikleri halde, üzerine yazdırdılar ve kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu işlediler. Ancak, mahkeme kararında, suça konu taşınmazların mülkiyeti konusunda ihtilaf olduğu, ayrıca davaların devam ettiği ve kadastro tespitinin henüz kesinlik kazanmadığı belirtildi. Bu nedenle, maddi gerçeğin tespiti için daha detaylı araştırma yapılması, keşif yapılması ve dava dosyalarının incelenmesi gerektiği sonucuna varıldı. 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin iptal kararı nedeniyle yeniden değerlendirilmesi gerektiği de belirtildi. Bu sebeplerle, hükümler bozuldu.
Kanun Maddeleri:
- 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi
- 1412 sayılı CMUK'nin 318. ve 321. maddeleri
- 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Sanık ... müdafisinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmolunan cezanın süresine göre koşulları bulunmadığından, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 318. maddesi uyarınca reddine oy birliğiyle karar verildikten sonra gereği görüşüldü;
1) Köy muhtarı olan sanık ... ve mahalli bilirkişi olan diğer sanıkların kadastro tespit çalışmalarında görevli oldukları, sanıkların kadastro memurlarının düzenlediği tutanaklarda gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suretiyle köy tüzel kişiliğine ve hazineye ait olan ... İlçesi, ... Köyü, ... Mevkii, ....... sayılı adalardaki 140 dönümlük toplam 88 parsel arazinin hakları olmadığını bildikleri halde Atalaylar ailesi üzerine yazdırmak suretiyle kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu işlediklerinin kabul edildiği olayda; sanıkların savunmaları, katılanların ve tanıkların beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; suça konu taşınmazların mülkiyeti konusunda kadastro tespit çalışmalarından önce de ihtilaf olduğu, ayrıca bu taşınmazlarla ilgili Kadastro Mahkemesinde davaların devam ettiği, kadastro tespitinin henüz kesinlik kazanmadığı anlaşılmakla, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; kadastro tespiti sırasında fazla yazıldığı iddia edilen taşınmazların tam olarak tespiti için mahallinde keşif yapılması, bu taşınmazların fiilen kimler tarafından kullanıldığının araştırılması, söz konusu yerlerin kadastro tespitine itiraz davasına konu edilip edilmediklerinin ve varsa bu taşınmazların mülkiyetine yönelik başka davaların açılıp açılmadığının araştırılarak varsa, dava dosyalarının getirtilerek incelenmesinden sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, söz konusu taşınmazların Atalay ailesine ait olup olmadığı, bu durumun sanıklar tarafından bilinip bilinmediğine ilişkin deliller incelenmeden eksik araştırma ve isabetsiz gerekçe ile sanıkların mahkumiyetine karar verilmesi,
2) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ve sanık ... müdafisi, ... müdafisi, sanık ... müdafisi, sanık ... müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 10.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.