Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/34483
Karar No: 2016/1501
Karar Tarihi: 21.01.2016

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/34483 Esas 2016/1501 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2015/34483 E.  ,  2016/1501 K.
"İçtihat Metni"


Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ikramiye, ücret farkı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı ... avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız sona erdirildiğini beyan ederek, kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Belediye zamanaşımı süresinin dolduğunu, izinlerini kullandığını, isteklerinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı şirketler, davacının baştan beri Belediye işçisi olduğunu, ücretlerinin ödendiğini, kıdem tazminatını çalıştığı süreye göre hak kazanmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre isteklerin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı Belediye vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dosya kapsamındaki bordrolar imzasız ise de aynı konuda Dairemizce seri incelenen dosyalarda (22 HD 2015-3233 esas gibi) bazılarında ödemelerin banka ile yapıldığı da görülmüştür. Fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil Derelerinin banka ile ödenip ödenmedikleride araştırıldıktan sonra karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile sonuca gidilmesi bozma nedenidir.
3-Davacının 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkındaki Kanun kapsamında çalışan olup olamadığı uyuşmazlık konsudur.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 2. maddesinin altıncı fıkrasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi; “bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişki" olarak tanımlanmış; aynı maddenin yedinci fıkrasında “asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez” kuralına yer verilmiştir.
Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçerli olarak kurulabilmesi için iki işverenin bulunması, mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işin varlığı ve asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi halinde “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirme" unsurunun gerçekleşmiş olması gerekir. Bundan başka asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle haklarının kısıtlanması veya daha önce asıl işveren tarafından o iş yerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulması gibi muvazaa kriterlerinin bulunmaması icap eder. Aksi halde alt işveren işçisi başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görecektir.
İşverenler arasında muvazaalı biçimde asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmasının önüne geçilmek amacıyla 4857 sayılı Kanun"un 2. maddesinde bazı muvazaa kriterlerine yer verilmiştir. Muvazaa Borçlar Kanunu"nda düzenlenmiş olup, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla, kendi gerçek iradelerine uymayan, aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmesini arzu etmedikleri, görünüşte bir anlaşma olarak tanımlanabilir. Muvazaada, taraflar arasında üçüncü kişileri aldatma kastı bulunmakta ve sözleşmedeki gerçek amaç gizlenmektedir. Muvazaa genel ispat kuralları ile ispat edilebilir. Bundan başka 4857 sayılı Kanun"un 2. maddesinin yedinci fıkrasında sözü edilen hususların, aksi kanıtlanabilen adi kanuni karineler olduğu kabul edilmelidir.
Dairemiz geri çevirme kararı uyarınca davalı ve dava dışı bir kısım şirketlerle Belediye arasında hizmet alım sözleşmeleri bulunduğu ve davacının işe giriş bildirgelerine göre bu alt işverenler nezdinde çalıştırıldığı anlaşılmıştır.
Somut olayda davacının, Belediyeye ait işyerinde alt işveren nezdinde elektirikçi olarak çalıştığı ve emekli olarak işten ayrıldığını anlaşılmaktadır. Hizmet alım sözleşmelerine göre davacının geçerli asıl işveren alt işveren ilişkisi içerisinde şirket işçisi olarak çalıştığı görülmüştür. Bu durumda muvazaadan bahsedilmesine imkan bulunmaması sebebiyle 6772 sayılı Kanun kapsamında sayılan bir işyerinde çalışma gerçekleşmediğinden ilave tediye alacağının reddi gerekir.
4-Hafta tatili konusunda dinlenen tanıkların kendilerinin hafta tatilinde çalışmaları olmadığı ve beyanları arasında çekişki oluştuğu görülmüştür. Tanıklardan ..., pazar günleri tatil olduğunu ancak işin durumuna göre pazar günleri davacının çalıştığı olurdu, diyerek somut ve kesin bir kanatte bulunamamıştır. Bu durumda davacının hafta tatilinde çalışması olduğu şüpheye yer vermeyecek şekilde somut olarak kamtlanamadığından reddi yerine, kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
5-Davacı ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıtğını ileri sürerek alacak isteğinde bulunmuştur. Bu konuda tanık beyanları ile sonuca gidilirken; davacı tanıklarının dini bayram günlerinde çalışma yapıldığına dair beyanları bulunmadığı halde dini bayram günlerinde de çalışma yapıldığı kabulüne göre yapılan hesaplama dikkate alınarak karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.




Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi