1. Ceza Dairesi 2017/1649 E. , 2020/1926 K.
"İçtihat Metni"(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Hırsızlık suçundan... Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü bulunan ...’ın, uyuşturucu madde kullanma eylemi sebebiyle 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 44/3-g maddesi uyarınca 15 gün süreyle hücreye koyma cezası ile cezalandırılmasına dair anılan Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığının 11/05/2017 tarihli ve 2017/134 sayılı kararına karşı yapılan şikayetin kabulüne ve söz konusu kararın kaldırılmasına ilişkin... İnfaz Hakimliğinin 22/05/2017 tarihli ve 2017/1431 esas, 2017/1515 sayılı kararına yönelik itirazın reddine dair... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/05/2017 tarihli ve 2017/778 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 44. maddesinin 3-g bendinde, “Üçüncü fıkranın (g) bendinde belirtilenler dışında kalıp da Kanuna uygun olarak yasaklanmış bulunan her türlü eşya, araç, gereç veya malzemeyi ceza infaz kurumlarına sokmak, bulundurmak, kullanmak.” eyleminin hücreye koyma cezasını gerektirdiğinin belirtilmesi karşısında, somut olayda anılan Açık Ceza İnfaz Kurumunda cezasını infaz etmekte olan hükümlünün adliye temizlik iş lokunda çalıştığı esnada uyuşturucu madde kullandığının tespit edilmesi üzere yapılan disiplin soruşturması sonucunda disiplin cezası verildiği, hükümlünün çalıştığı iş yerinde de (benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 01/12/2015 tarihli ve ... sayılı ilamında da belirtildiği üzere) hükümlülük halinin ve cezanın infazının devam ettiği gözetildiğinde, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 10.07.2017 gün ve 94660652-105-42-6612-2017-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;
TÜRK MİLLETİ ADINA
Anayasa Mahkemesinin 10/10/2013 tarihli, 2013/ 6 esas, 2013/111 karar sayılı kararında; "İnfaz Hukukuna ilişkin disiplin suç ve cezaları, 5275 sayılı Kanunun sekizinci bölümünde düzenlenmiş, bu çerçevede uygulanacak disiplin suç ve cezalarının amacı, mahiyeti, kapsamı, sınırları ve uygulanma koşulları Kanun’un 37. maddesinde açıklığa kavuşturulmuştur. Kanundaki disiplin suç ve cezaları yönünden genel hüküm niteliğindeki bu madde uyarınca, bu kanun kapsamındaki bir disiplin suçunun oluşabilmesi ve cezasının uygulanabilmesi için sadece her bir disiplin suçu yönünden belirlenen özel hükümdeki şartların gerçekleşmesi yeterli olmayıp ayrıca 37. maddedeki şartların da gerçekleşmesi gerekmektedir. Kanunun 37. maddesine göre hükümlü hakkında ceza infaz kurumunda, düzenli bir yaşamın sürdürülmesi, güvenliğin ve disiplinin sağlanması bakımından kanun, tüzük, yönetmelikler ile idarenin uyulmasını emrettiği veya gerekli kıldığı davranış ve tutumları, kusurlu olarak ihlal ettiğinde, eyleminin niteliği ve ağırlık derecesine göre Kanunda belirtilen disiplin cezaları uygulanacaktır.” denilmektedir. Bunun yanında yine Anayasa Mahkemesinin 07/07/2015 tarihli ve 2013/2920 başvuru numaralı kararı ve 02/12/2015 tarihli, 2013/1869 sayılı kararlarında, yukarıda belirtilen kararına atıfta bulunarak disiplin cezasının oluşumu ile ilgili karar verildiği görülmektedir.
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 37/1. maddesinde "hükümlü hakkında kurumda, düzenli bir yaşam sürmesi, güvenliğin vc disiplinin sağlanması bakımından kanun, tüzük, yönetmelikler ile idarenin uyulması emrettiği veya gerekli kıldığı davranış ve tutumları, kusurlu olarak ihlal ettiğinde eylemin niteliği ile ağırlık derecesine göre kanunda öngörülen disiplin cezaları uygulanır” denilmekte olup, madde de açıkça kurumda ibaresi kullanıldığı için hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumu dışında duruşmaya götürülürken, tedavi veya muayene için hastaneye götürülürken veya hastane de tedavi olunurken veya ceza infaz kurumları arasında nakilleri, ceza infaz kurumu dışında çalıştırıldıkları sırada işledikleri eylemlere disiplin cezası verilemeyeceği anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 37/1. maddesinde açıkça kurumda ibaresi yer aldığından kanun koyucunun amacının ceza infaz kurumlarında disiplin ve düzeni bozucu eylemlerle ilgili disiplin cezası öngördüğü, ceza infaz kurumları dışında gerçekleşen eylemlerle ilgili ceza infaz kurumunda gerçekleşmiş gibi disiplin cezası uygulanmasını öngörmediğini söylememiz gerekmektedir, dolasıyla ceza infaz kurumu dışındaki eylemlerin ceza infaz kurumunda disiplin ve düzeni bozduğu kabul edilerek disiplin cezası verilmesi mümkün değil ise de ceza infaz kurumu dışında hükümlü ya da tutukluların gerçekleştirdiği eylemler suç teşkil ediyor ve adli soruşturmayı gerektiriyorsa, adli soruşturma yapılmasına engel bir durum bulunmamaktadır.
Yargıtay içtihatları, Anayasa Mahkemesi kararları ve 5275 sayılı Kanunun 37/1. madde metni birlikte değerlendirildiğinde, kanun koyucunun amacının kurumda gerçekleşen eylemler yönünden disiplin cezasının uygulanması, kurum dışında gerçekleşen ve suç teşkil eden eylemler yönünden genel hükümlere göre soruşturma yapılması olduğunu kabul etmemiz gerekmektedir.
Bu açıklamalara göre somut olay değerlendirildiğinde; hükümlünün ceza infaz kurumu dışında adliye temizlik iş kolunda çalıştığı sırada gerçekleştirdiği eylemi nedeniyle hakkında disiplin cezası verilemeyeceği, ancak; genel hükümlere göre suç teşkil ettiği kabul edilen eylemi nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmasının ve soruşturma yapılmasının mümkün olduğu sonucuna varılmakla; Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığının 11.05.2017 tarihli ve 2017/134 sayılı kararına karşı hükümlü tarafından yapılan şikayetin kabulüne ilişkin... İnfaz Hakimliğinin 22.05.2017 tarihli ve 2017/1431 esas, 2017/1515 karar sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 29.05.2017 tarihli ve 2017/778 değişik iş sayılı kararında isabetsizlik görülmediğinden, bu karara ilişkin Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün kanun yararına bozma talebinin CMK"nİn 309. maddesi gereğince REDDİNE, dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21/09/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.