Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2165
Karar No: 2020/3172
Karar Tarihi: 21.10.2020

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2017/2165 Esas 2020/3172 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Ticaret Mahkemesi'nde görülen bir alacak davasında, davacı işverenin, dava dışı işçi tarafından açılan bir iş davasından kaynaklanan ödemenin alt işverenden tahsil edilmesi gerektiğini ileri sürerek, davalı alt işverenden 38.215,87TL'nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini talep ettiği görülmektedir. Bu kapsamda, asıl davanın kısmen kabulüne karar verilirken, birleşen davada ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.352,63-TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsil edilmesine karar verilmiştir. Mahkeme, iş sözleşmesi çerçevesinde yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücreti, sosyal hakları, tazminatları gibi işçilik alacaklarının yükleniciden değil, işverenden tahsil edilebileceğini belirtmiştir. Mahkemenin kararına göre, yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmaması nedeniyle, her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulması gerekmektedir. Kararda, işçilik alacakları, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ihbar tazminatı, hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi ödemelerle ilgili detaylı açıklamalar yapılmıştır. Kararda ayrıca, davalı alt işverenlerin davada bulunmaması nedeniyle temerrüde düşmediği, ancak rücuen tazminat davasıyla temerrüde düştükleri belirtilerek, davalılar yönünden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Kanunlar: Türk Borçlar Kanunu, İş Kanunu, İcra ve İflas Kanunu.
23. Hukuk Dairesi         2017/2165 E.  ,  2020/3172 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davada davanın kısmen kabulüne, birleşen davada davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Asıl ve birleşen davada davacı vekili, dava dışı işçi tarafından müvekkili aleyhine açılan iş davası sonucunda verilen kararın takibe konulması üzerine müvekkilinin yaptığı ödemenin tamamından asıl davada davalı alt işverenin tamamından, birleşen davada ise işçilerin çalışma sürelerine göre davalı alt işverenin sorumlu olduğunu ileri sürerek, asıl dava yönünden 38.215,87TL"nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini birleşen dava da ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.352,63-TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili birleşen davada 26.02.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle toplam 11.851,11 TL"nin ödeme tarihlerden itibaren işleyecek avans faizleri ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Asıl ve birleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davalılar ile yapılan sözleşme kapsamında SGK kayıtlarına göre davalılar bünyesinde çalışan işçiye yapılan ödemeyi aralarında imzalanan sözleşme hükümlerine göre davalılardan talep edebileceği gerekçesiyle, davalıların sorumluluklarını belirleyen bilirkişi raporu doğrultusunda asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili ve asıl ve birleşen davada davalılar müflis şirketler iflas idare vekilleri temyiz etmiştir.
    Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
    Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
    1)İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
    Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
    İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
    Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.
    İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.
    İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.
    Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmelidir.
    Bu durumda mahkemece yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde bilirkişiden ek rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, son işverenin ihbar tazminatının tamamından sorumlu olduğu esası gözardı edilerek hatalı hesaplamaya dayalı bilirkişi raporu esas alınarak kurulan hüküm hatalı olmuş bozmayı gerektirmiştir.
    Öte yandan İş Mahkemesi davalarında davalı alt işverenlerin davada bulunmaması nedeniyle temerrüde düşmediği, açılan rücuen tazminat davasıyla temerrüde düştüğü göz önünde bulundurulduğunda davalılar yönünden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, ödeme tarihinden itibaren faiz verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,taraf vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi