17. Ceza Dairesi 2015/14163 E. , 2016/4552 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Hükmün 28.09.2005 tarihinde sanığın mahkemeye bildirdiği son adresine tebliğe çıkarıldığı, tanınmadığından bahisle tebligatın iade edildiği, mahkeme tarafından ilanen tebligata karar verildiği, 06.01.2006 tarihinde Resmi Gazete"de ilanın yayınlandığı, Tebligat Kanun"un 29 ve izleyen maddeleri ile Tebligat Tüzüğü"nün 47/2. maddesi gereğince kararın bir örneğinin Mahkeme Divanhanesi"nde 1 (ay) süreyle asılması gerektiği, bununla ilgili dosyada herhangi bir belgenin bulunmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 10.12.1982 tarih, 1981/14-655 Esas ve 1982/939 Karar sayılı ilamı ile "7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 28. ve Tüzüğün 46. maddesine göre; kendisine bu Kanun ve Tüzük hükümleri uyarınca tebligat yapılamayan ve soruşturmaya rağmen ikametgahı, meskeni veya işyeri bulunamayan kimsenin adresi meçhul sayılır ve bu gibi kişilere tebligat ilanen yapılır. Anılan Yasa"nın 29. ve Tüzüğün 47. maddesi ilanın şeklini açıklamıştır. Bu hükümlere göre ilan, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin ıttılaına en emin bir surette vasıl olacağı umulan bir gazetede yapılır. Ayrıca, varsa tebliği çıkaran merciin bulunduğu yerde intişar eden bir gazeteye de ilan verilir. Bundan başka, tebliğ olunacak evrak ve ilan sureti bir ay müddetle, tebliği çıkaran merciin herkesin kolayca görebileceği bir yerine de asılır. İnceleme konusu olan bu davada, yargılama sırasında adresi saptanamayan davalıya Resmi Gazete ile ilanen tebligat yapılmıştır. Ancak, özel daire bozma ilamında da belirtildiği gibi, dosyada, tebliğ olunan evrak ve ilan suretinin Mahkeme Divanhanesi"ne asıldığını belirleyen belgeye rastlanamamıştır. Bu suretle, 7201 sayılı Yasa"nın 29. maddesinin 2. bendi hükmünün yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Oysa, yukarıda da değinildiği üzere, kanun ve tüzük hükümlerinin en ufak ayrıntılarına kadar uygulanması zorunludur. Kaldı ki, olayda ilanen tebligat Resmi Gazete ile yapılmıştır. Oysa, bu gazete her yerde serbest olarak satılan ve herkes tarafından okunan bir gazete değildir. Resmi dairelerle, belli ve çok sınırlı abonelere gönderilen bir gazetenin, ilan konusunu ilgilinin bilgisine ulaştıracak en emin bir gazete niteliği taşıdığı söylenemez. Bu nedenle, Resmi Gazete ile yapılan ilan tebligat için yeterli
görülmemiştir. İlanın, davanın görüldüğü Aşkale İlçesi"nde yayınlanan gazete varsa onunla, yoksa orada okunabilen bir gazete ile de yapılması gerekirdi." bozma kararı verildiği, Tebligat Tüzüğü"nün Bakanlar Kurulu"nun 2012/3474 tarihli kararı ile 16.07.2012 tarihinde yürürlükten kaldırıldığı, Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25.01.2012 tarihinde yürürlüğe girdiği, Yönetmeliğin 49. maddesinde ilanen tebligatın usulünün belirtildiği, 49. maddenin c fıkrasında "Tebliğ olunacak evrak ve ilan sureti bir ay süreyle tebliği çıkaran mercide herkesin kolayca görebileceği bir yere asılır" düzenlemesinin olduğu, somut olayda da sanık hakkında ilan suretinin Mahkeme Divanhanesi"nde asıldığında dair belgenin bulunmadığı, ayrıca temyizin başlangıcı ve süresinin belirtilmediği bu nedenle sürenin başlamadığı anlaşıldığından ilanen tebligatın geçersiz olduğu, sanığın 26.05.2010 tarihli temyiz talebinin süresinde olduğu kabul edilerek ve ... Asliye Ceza Mahkemesi"nin 28.06.2010 tarih, 2004/1005 Esas ve 2005/544 Karar sayılı temyiz isteminin reddine dair ek karar kaldırılarak yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
TCK"nın 53. maddesi uyarınca kamu hizmetlerinden süre belirterek yasaklılık kararı verilemeyeceği ve T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk nedeniyle; "TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin olan tüm kısımların" hükümden çıkartılması ile yerine "TCK"nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi"nin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilmek suretiyle uygulanmasına" cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.