Esas No: 2016/4711
Karar No: 2020/11299
Karar Tarihi: 23.11.2020
Danıştay 6. Daire 2016/4711 Esas 2020/11299 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2016/4711
Karar No : 2020/11299
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Elazığ İli, … Mahallesi,… ada,… sayılı parselin ön cephe mesafesini düzenleyen Elazığ Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile onaylanan imar planı değişikliği ile anılan plan değişikliğinin değiştirilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarihli, … sayılı belediye meclisi kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelmesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu Elazığ İli, … Mahallesi, … ada, … sayılı parselin ön cephe mesafesi mevzuata uygun olduğundan davacının imar planı değişikliği yapılmasına ilişkin başvurusunun reddine ilişkin … tarihli, … sayılı işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, Elazığ Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı imar planı değişikliği kararının iptali istemiyle ... İdare Mahkemesinde E:… esasında açılan davada, anılan Mahkemenin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davanın süre aşımı yönünden reddine karar verildiği, aynı taraflar arasında, aynı konuda ve aynı dava sebebine dayanılarak, idari yargı yerinde tekrar açılan dava olduğu anlaşıldığından, davanın bu kısmının kesin hüküm nedeniyle incelenemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Temyiz edilen kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Elazığ İli, … Mahallesi,… ada,… sayılı parselin ön cephe mesafesini düzenleyen Elazığ Belediye Meclisinin .. tarihli, … sayılı kararı ile onaylanan imar plan değişikliği ile anılan plan değişikliğinin değiştirilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarihli, … sayılı belediye meclisi kararının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan halinde, nazım imar planı; varsa bölge ve çevre düzeni planlarına uygun olarak hali hazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları gösteren ve uygulama imar planının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen detaylı bir raporla açıklanan ve raporu ile beraber bir bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanununun 8.maddesinin 1.fıkrasının (b) bendinde, imar planlarının, nazım imar planı ve uygulama imar planından meydana geldiği, mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planlarının ilgili belediyelerce yapılacağı veya yaptırılacağı, planların, belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe gireceği, bu planların onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edileceği, bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebileceği, belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazların ve planların belediye meclisince on beş gün içinde incelenerek kesin karara bağlanacağı, onaylanmış planlarda yapılacak değişikliklerin de yukarıdaki usullere tabi olduğu, kesinleşen imar planlarının bir kopyasının, Bakanlıkça oluşturulan elektronik ortamdaki Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi Altyapısı üzerinden, ilgili idaresi tarafından, arşivlenmek üzere Bakanlığa gönderileceği hükümlerine yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Dava Açma Süresi" başlıklı 7. maddesinde, dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve İdare Mahkemelerinde altmış gün olduğu; ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı; yine aynı Yasanın 10.maddesinde, ilgililerin haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilecekleri, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, ilgililerin altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştay'a idare ve vergi mahkemelerine dava açabilecekleri, altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgilinin bu cevabı istemin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebileceği, bu takdirde dava açma süresinin işlemeyeceği, ancak bekleme süresinin başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemeyeceği, dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilecekleri kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacının imar plan değişikliğine karşı yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarihli, … sayılı davalı idare işlem yönünden;
Dava konusu edilen … tarihli,… sayılı işlemin, imar mevzuatına, planlama ve şehircilik ilkelerine, kamu yararına ve belde ihtiyaçlarına uygunluğunun belirlenmesi amacıyla İdare Mahkemesince, 19.01.2015 tarihinde yerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 23.02.2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacıya ait … ada, … sayılı parselinin de içinde bulunduğu alanda üst ölçekli nazım imar planı kararlarına aykırı olarak 1/1000 ölçekli uygulama imar planı revizyonu yapıldığı, bölgedeki nüfus ve yapı yoğunluğunun arttırıldığı, ancak artan bu yeni nüfusa hitap edecek sosyal ve teknik altyapı alanlarının planlanmadığı, … ada üzerinde planlanan 10 m’lik ön bahçe çekme mesafesinin kaldırıldığı, hiçbir zorunluluk yok iken imar planı değişikliği yapıldığı gerekçesiyle Elazığ Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı imar planı değişiklği kararının imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine, planlama tekniklerine, kamu yararına uygun olmadığı tespitine yer verilmiştir.
Ancak, davacının talebinin 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ön bahçe çekme mesafesinin değişitirilmesine yani yapılaşma koşullarına yönelik olduğu, 1/5000 ölçekli nazım imar planında yapı yaklaşma mesafelerine ilişkin düzenleme yapılmadığından davacının talebinin reddine ilişkin işlemin yapılaşma koşullarını düzenleyen 1/1000 ölçekli uygulama imar planının kendi içinde imar mevzuatı, plan ana kararları, sürekliliği, bütünlüğü çerçevesinde incelenmesi gerekmektedir.
Elazığ Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı işlemi yönünden,
Hem kişiler hem de devlet açısından hukuki istikrarın sağlanması ve adalete güven ilkesinin tesisi açısından mahkemelerce verilen kararların bir noktada kesinleşmesi gerekmektedir. İlk derece mahkemelerinin verdiği kararın yasa yolları tüketilerek kesinleşmesi halinde kesin hükümden bahsetmemiz mümkündür. Kesin hüküm de kendi içerisinde ikiye ayrılmaktadır. Şekli anlamda kesin hüküm, kararın şekli anlamda kesinleşmesi ile yani o karara karşı belirli bir aşamadan sonra olağan kanun yollarına başvurulamayacağı, diğer bir deyişle olağan kanun yollarının tüketilmesi ile orataya çıkar. Şekli anlamda kesinlik ile taraflar arasındaki uyuşmazlıktan ziyade görünmekte olan davanın sona erdiği anlaşılır. Artık taraflar arasında bu uyuşmazlığa ilişkin görülmekte olan davanın kapandığını şekli anlamda kesinlikle söyleyebiliriz. Uyuşmazlığın tümden ortadan kaldırılması için ayrı bir müesseseye ihtiyaç bulunmaktadır. Buna da maddi anlamda kesin hüküm denilmektedir. Maddi anlamda kesin hüküm ile yargısal kararlara, kanun koyucu tarafından bir gerçeklik tanınması söz konusudur. (Ramazan Arslan, Ejder Yılmaz, Sema Taşpınar Ayvaz, Emel Hanağası, Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yayınları, 5. Baskı, Ankara ,2019, s.688.) Maddi anlamda kesin hüküm ile taraflar arasındaki uyuşmazlık tümden sona ermektedir. Artık bu uyuşmazlık taraflar arasında bir dava konusu yapılamaycaktır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 303. maddesi uyarınca, bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere bir hükmün maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için bu dava ile yeni açılan davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep ve sonucunun aynı olması gerekmektedir. Her üçünün birlikte bulunması halinde artık kesin hüküm bulunduğunun kabulü gerekecek, açılan yeni dava kesin hüküm nedeni ile dava şartı yokluğundan redde mahkum olacaktır.
Kesin hüküm dava şartı olduğundan diğer dava şartları gibi esas ilişkin inceleme yapılmadan önce inceleme konusu yapılır. Kamu düzenine ilişkin olduğu için de taraflarca ileri sürülmese dahi yargı merciince re’sen dikkate alınır.
İmar planının düzenleyici işlem olduğu, İdari Yargılama Usulü Kanununun 10.maddesi kapsamında imar planının değiştirilmesi talebiyle ilgililerce her zaman başvuru yapılabileceği, bu başvurunun reddi halinde doğrudan ret işleminin iptali veya doğrudan düzenleyici işlemin iptali için dava açılabileceği gibi ret işlemiyle birlikte dayanağı düzenleyici işleme karşı birlikte de dava açılabilecektir.
Dava konusu 2000 tarihli uygulama imar planı değişikliğine karşı yapılan başvurunun reddi üzerine 2000 tarihli imar planı değişikliğinin iptali istemiyle açılan davada ... İdare Mahkemesinin … tarihli E:…, K:… saylı kararı ile başvurunun reddi işlemi dava konusu edilmeden plan kesinleştikten uzun süre sonra plana karşı açılan davada süre aşımı bulunduğu sonucuna ulaşıldığından davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
İdare mahkemesince konusu tarafları ve sebebi aynı olan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine yönelik verilen kararın kesinleştiği gerekçesiyle bakılmakta olan davanın kesin hüküm sebebiyle bu sebeple bakılmakta olan davanın bu yönden incelenemeyeceği yolunda verilen kararda bu kararın yukarıda açıklanan gerekçelerle maddi anlamda kesin hüküm kabul edilmesi mümkün olmadığından davanın reddine ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 23/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.