Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/250 Esas 2010/1620 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/250
Karar No: 2010/1620
Karar Tarihi: 16.02.2010

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/250 Esas 2010/1620 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2010/250 E.  ,  2010/1620 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.06.1984 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve mera olarak sınırlandırma istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22.10.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava mera iddiası ile açılan tapu iptali ve sınırlandırma istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir.
    Hüküm tarihinden önce 14.3.2009 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 5841 sayılı Kanunun 2.maddesi hükmünce 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12.maddesinin 3.fıkrasına “Bu hüküm iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır” cümlesi eklenmiştir. Aynı yasanın 3 maddesi ile de 3402 sayılı Kadastro Yasasına geçici 10.madde eklenerek bu madde hükmü ile de az yukarıya metni alınan 12/3 maddesinin son cümlesi hükmünün yürürlük tarihi olan 14.3.2009 tarihinden önce açılan ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda da uygulanacağı öngörülmüştür.
    Getirilen yasal değişiklik, yargı yoluna başvurmada hak düşürücü sürenin yeniden düzenlenmesine ilişkin olup, yargılamanın her safhasında göz önünde tutulması gereken zorunlu hükümlerdendir. Somut olayda da, dava konusu taşınmazların tapu kayıtları 22.03.1974 tarihinde kesinleşen tapulama çalışmaları sonucu oluşmuş olup davada 18.6.1984 tarihinde açılmış ve yasal düzenleme yürürlüğe girdikten sonra karara bağlanmıştır. Davanın açıldığı tarih itibari ile 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır.
    Mahkemece dava görülmekte iken yürürlüğe giren yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerekirken esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ise de verilen karar sonuç olarak doğru olduğundan HUMK.nun 438/son maddesi gereğince hükmün gerekçesi yazılı olduğu şekilde değiştirilerek ve düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının reddi ile hükmün gerekçesinin değiştirilerek ve DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.












    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.