MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen 28/11/2005 tarihli bayiilik sözleşmesinin 24.maddesi uyarınca bayii olan davalının müvekkilinden herhangi bir dönemde 30 gün süre ile hiç LPG almaması, LPG alımlarında bir önceki yılın aynı ayına ait %20"den fazla düşüş olmasının sözleşmenin bayii tarafından ihlali anlamına geldiğinin, müvekkilinin bu durumda tek taraflı olarak haklı sebeple bildirimsiz derhal fesih hakkını haiz olacağının kabul ve taahhüt edildiğini, ayrıca sözleşmenin 30.maddesi uyarınca müvekkilinin diğer maddelerinde yazılı fesih sebeplerinden ayrı olarak bayiinin yetersizliğine kanaat getirmesi halinde ihtara gerek kalmaksızın akdi feshetmeye ve tazminat ve cezai şart talebine yetkili olduğunu, müvekkilinin kayıtlarına göre davalının 06/04/2010 tarihli 1670 kg"lık ve 15/05/2010 tarihli 260 kg"lık alımlarından sonra alım yapmadığının, 2009 yılına göre Ocak-Şubat-Mart 2010 dönemlerinde %75 oranında, Nisan 2010 döneminde %95 civarında azaldığının tespit edildiğini, davalıya 27/04/2010 tarihli ihtarname gönderilerek uyarıldığını, uyarıya rağmen davalının alımlarını 15/05/2010 tarihinden sonra tamamen durdurduğunu, bunun üzerine sözleşmenin 08/06/2010 tarihli ihtarname ile haklı nedenle feshedildiğini, sözleşmenin 27.maddesi uyarınca müvekkilinin bu durumda davalıdan uğradığı zarar ve ziyan ile mahrum kaldığı kar karşılığı tazminatı talep edebileceğini, 28.maddesi uyarınca ise cezai şart talep edebileceğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.000,00 TL kar mahrumiyeti ve 12.000,00 TL cezai şart alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline bayilik sözleşmesinin üzerine tarih yazılmamış bir suretinin verildiğini, 2001 yılında imzalanan bayilik sözleşmesinin Rekabet Kurumu tarafından çıkartılan tebliğe göre 5 yıldan uzun süreli olamaması sebebiyle 2006 yılından sonra belirsiz süreli hale geldiğini, 2006 yılından sonrası için davacının cezai şart ve kar mahrumiyeti talebinde bulunamayacağını, müvekkilinin bayilik bölgesinde 2009 yılı ... ve ... aylarında 4 adet yeni tüplü LPG bayiliğinin açıldığını, piyasaya giren güneş enerji sistemlerinin de satışları olumsuz etkilediğini, diğer bayiilerin ürünleri daha ucuza sattıklarını, davacının da bölgede açtığı showroomda düşük fiyata satış yaptığını, bu şekilde müvekkilinin satışlarını olumsuz etkilediğini, müvekkilinin 06/05/2010 tarihli ihtarında davacıdan destek talebinde bulunduğunu, kendisine piyasadaki diğer bayiilere sağlanan imkanlar sağlanırsa satışların artacağını bildirdiğini, 10/05/2010 tarihli yazı ile davacıdan LPG alımı talep edildiğini, o güne kadarki ödeme şekli olan çek ile ödeme talep edildiğini ancak davacının talebini reddettiğini, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; bilirkişi kök ve ek raporlarının dosya kapsamına uygun,yeterli ve denetime elverişli olduğu, buna göre davacının taraflar arasındaki sözleşmeyi feshinin haklı olduğu, bu sebeple davacının kar mahrumiyeti ve cezai şart taleplerinin yerinde olduğu, cezai şart alacağının 262.935,00 TL olarak hesaplandığı, ancak davacının 12.000,00 TL"lik talebi ile bağlı kalınarak hüküm kurulması gerektiği, kar mahrumiyeti yönünden bilirkişinin gerek kök rapor gerekse 1. ek raporda kendi kanaatleri olarak açıkladıkları hesaplama şeklinin ve buna bağlı olarak kanaat olarak açıkladıkları 1.575,07 TL" lık tutarın davacının talep edebileceği kar mahrumiyeti tutarı olarak benimsenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 1.575,07 TL kar mahrumiyeti, 12.000,00 TL cezai şart olmak üzere toplam 13.575,07 TL davacı alacağının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin davacı isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, 26.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.