5. Ceza Dairesi 2013/7144 E. , 2014/12289 K.- ZİMMET
- İHMAL NEDENİYLE GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMAK
- DAVAYA KATILMA
- SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMAYI TEŞVİK KANUNU (3294) Madde 1
- SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMAYI TEŞVİK KANUNU (3294) Madde 4
- SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMAYI TEŞVİK KANUNU (3294) Madde 7
- SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMAYI TEŞVİK KANUNU (3294) Madde 8
- MAL BİLDİRİMİNDE BULUNULMASI, RÜŞVET VE YOLSUZLUKLARLA MÜCADELE KANUNU (3628) Madde 18
- CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 233
- TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 43
- TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 53
- TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 249
- TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 257
- CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU (MÜLGA) (1412) Madde 318
"İçtihat Metni"Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
CMK"nın 260/1. maddesine göre zimmet suçundan katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükmün vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında 3628 sayılı Yasanın 18. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sadece zimmet suçuyla ilgili olarak katılma talebinin kabulüne, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12/02/2008 günlü 2007/9-230 Esas, 2008/23 sayılı Kararı gereğince sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin sonuç ceza miktarı nazara alınarak 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 318. maddesi gereğince REDDİNE, karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre zimmet suçu bakımından yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Oluşa, dosya kapsamına ve mevcut delillere göre suç tarihlerinde Balıkesir Vali Yardımcısı olan, aynı zamanda Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Başkanlığı görevini de yürüten sanığın 27/08/2004 ve 17/06/2005 tarihli tutanaklarla vakıf faaliyetleriyle ilgili olmayan, herhangi bir karara dayanmayan avans şeklinde toplam 2.750 TL ile 01/10/2004 tarihli ödeme makbuzuyla şehit babası M.. D.."ye nakdi yardım yapılmış gibi gösterilen 500 TL"yi mal edinmesi şeklinde gerçekleştiği anlaşılan olayda; Vakıflar Kanunundan ayrı özel kendi kuruluş yasası olan 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanununa göre kurulan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının; anılan Yasanın 1 ve 7/1. maddelerinde yer alan "sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik etmek, ihtiyaç sahibi vatandaşlara nakdi ve ayni yardımda bulunmak" amaçları nazara alındığında faaliyetlerinin kamusal faaliyet niteliğinde olduğu, Yasanın 4 ve 8. maddelerinde sayılan vakfın gelirleri arasında genel bütçeden ayrılan ödenek ve hasılatlar da bulunduğu, keza 3294 sayılı Yasanın 7/2. maddesine göre mülki idare amirlerinin sıfatları gereği vakfın tabii başkanı olup, mütevelli heyetinde yer aldığı, yasadan kaynaklanan bu görevinden dolayı sanığın kamu görevlisi olarak kabulünde zorunluluk bulunduğu ve bu itibarla eyleminin zincirleme basit zimmet suçunu oluşturduğu gözetildiğinde;
Zimmet suçunun bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği anlaşılmasına rağmen sanık hakkında aynı Kanunun 43/1, 53/5. maddelerinin uygulanmaması,
Suç tarihindeki ekonomik koşullar ve paranın satın alma gücü nazara alındığında, zimmete geçirildiği kabul edilen 3.250 TL"nin değerinin azlığı nedeniyle TCK"nın 249. maddesi uyarınca cezada indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
20/10/2005 ve öncesi olan suç tarihinin karar başlığında 2004-13/08/2010 şeklinde hatalı gösterilmesi,
Sanığa yüklenen ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan zarar gördüğü belirtilen Hazinenin bu sıfatının gereği olarak CMK"nın 233 ve 234. maddeleri gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve öteki haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde, usulen dava ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma ve Ceza Muhakemesi Kanununun mağdur ve katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan yargılamaya devam edilerek yazılı biçimde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, görevi kötüye kullanma suçu yönünden esası incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.