Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/40967
Karar No: 2020/5465
Karar Tarihi: 02.06.2020

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/40967 Esas 2020/5465 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi         2017/40967 E.  ,  2020/5465 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde taraflar vekillerince temyiz istenilmesi ve davacı avukatınca duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 02.06.2020 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü yapılan tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmediğinden incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, iş sözleşmesine haklı bir sebep olmaksızın son verildiğini öne sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Dairemizce, davanın kısmen kabulüne yönelik verilen karar davalı temyizi üzerine 14.04.2016 tarih 2015/5004 esas-2016/10897 karar sayılı ilamı ile kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin alacakları ve ücret alacağı yönünden davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı ve fazla çaluşma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları bakımından kabulün hatalı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir
    Temyiz:
    Kararı, davacı ve davalı vekilleri temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Taraflar arasında, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin belirsiz alacak davasına konu olup olamayacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Hukuk Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır.
    Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istkirar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
    Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki easaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir. (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı ...)
    Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyulması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı ...).
    Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasa"nın 2. maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir.” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.
    Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazıanılmış hak” olgusunun, bir çok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır:
    Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı ...) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usuli kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır.
    Benzer şekilde; uygulanması gereken bir kanun hükmü, karar kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptal edilirse usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir. (HGK"nun 21.01.2004 gün, 2004/10-44 E, 19 K.).
    Bu sayılanların dışında ayrıca; görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hataya dayanan bozma kararlarına uyulmasında olduğu gibi kamu düzeni ile ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemez (..., Hukuk Mahkemeleri Usulü-6.Baskı, cilt 5, 2001).
    Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada, ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.
    Somut olayda, hükmüne uyulan bozma ilamında, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı gerekçesiyle reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiş ise de; bu kabulün dosya içeriği ile örtüşmediği görülmektedir. Şöyle ki; kıdem ve ihbar tazminatı alacakları bakımından giydirilmiş ücrete eklenmesi gereken ayni menfaatler olduğu tespit edilmekle davacının giydirilmiş ücretinin tam ve kesin olarak belirlenmesine olanak yoktur. Şu halde; somut uyuşmazlıkta davacı hizmet süresini ve ücretini dava açarken belirleyebilecek durumda ise de; giydirilmiş ücretini dava açarken belirleyebilecek durumda olmadığından dava konusu kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının belirsiz alacak davasına konu olmasına engel bir durum bulunmamaktadır. Anılan sebeple, bu talepler yönünden davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği yönündeki bozma bendi maddi hataya dayalı olup bu durumda az yukarıdaki ilke kararında ifade edildiği üzere davalı yönünden usulü kazanılmış hak oluşmayacağı dikkate alındığında, kıdem ve ihbar tazminatı bakımından işin esasına girilmelidir.
    3-Dairemizin bozma ilamında ücret alacağı talebinin belirsiz alacak davası olarak istenemeyeceği belirtilerek bu talebin hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddi gerektiği açıklanmasına ve Mahkemece bozma ilamına bu yönüyle uyulmasına karşın bu alacak kaleminin usulden reddi yerine yine işin esasına girilerek kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    4-Dairemizin bozma ilamı öncesi aldırılan bilirkişi raporunda fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına yönelik ıslah zamanaşımı savunması dikkate alınmış olup kararın davacı tarafından temyiz edilmediği gözetildiğinde, davalı yararına oluşan bu usuli kazanılmış hak nedeniyle bozma sonrasında da bu alacak kalemleri yönünden ıslah zamanaşımının dikkate alınması gerekirken usuli kazanılmış hak gözetilmeden sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    5-Yine, Dairemizin bozma ilamı öncesi kurulan hükümde fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına dava tarihinden faiz yürütülmüş olup bu husus doğru bulunarak bozma nedeni yapılmamış olmasına karşın, mahkemece bozma ilamı sonrası hüküm altına alınan bu alacaklara dava ve ıslah tarihinden faiz yürütülmesi hatalıdır
    6-Mahkemece yıllık ücretli izin alacağı talebinin belirsiz alacak davası yolu ile istenmesi mümkün olmadığından bu alacak kalemi yönünden hukuki yarar yokluğu nedeniyle talebin usulden reddine karar verilmesi gerekirken, ret kararının infazda tereddüt yaratacak şekilde usul yönünden olduğunun hüküm yerinde açıkça belirtilmemesi de isabetli olmamıştır.
    7-Son olarak; kabule göre, Mahkemece davada takdiri indirim nedeniyle reddedilen tutarlar dışında reddedilen talep miktarı olduğu halde davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmemesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 02.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi