1. Hukuk Dairesi 2014/20306 E. , 2015/12697 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/09/2013
NUMARASI : 2011/489-2013/349
Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .................................."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, 5737 sayılı Yasanın 17. maddesine dayalı olarak açılan gaiplik ve tapu iptal tescil isteğine ilişkindir.
Davacı Vakıflar İdaresi; Kasımpaşada Eyyuhüm Camii Şerifi Vakfından icareli 71 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının Yorgi kızı Despina adına kayıtlı iken gaip olması nedeniyle Defterdarın kayyım olarak atandığını, 5737 sayılı Yasanın 17.maddesi uyarınca anılan payın vakfı adına tescili gerektiğini ileri sürerek gaiplik kararı verilmek suretiyle tapu iptal ve vakfı adına tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalı; vakıf şerhi bulunmasının taşınmazın tek başına vakfına intikal edeceği şeklinde yorumlanamayacağını, ayrıca vakfın niteliğinin de araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu ahşap ev vasıflı 862 ada 71 parsel sayılı taşınmazın 13.07.1943 tarihinde kadastroca ölü olduğu belirtilerek Yorgi kızı Despina adına tescil edildiği, daha sonra 01.06.1953 tarih ve 3309 yevmiye numaralı işlem ile 1/2 payının ipkaen adı geçen adına tescil gördüğü, tapu kaydında “1/2 Despina Hissesi Elisavetin varislerine intikal etmek üzere Despina uhdesinde ipka edildi” şerhinin mevcut bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; 5737 sayılı Yasanın 17. maddesinde “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.” hükmüne yer verilmiş olup, anılan yasal düzenleme uyarınca taşınmazın vakfı adına tesciline karar verilebilmesi için mukataalı ya da icareteynli olup olmadığı, kayıt malikinin gaip kişilerden olup olmadığı, mirasçılarının bulunup bulunmadığının saptanması gerektiğinde kuşku yoktur.
./..
Somut olaya gelince, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde hüküm vermeye elverişli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Şöyle ki, çekişme konusu taşınmazın kadastro tespitine ve tapuya tesciline esas belgeler getirtilmediği gibi tescilden sonra gerçekleştirildiği anlaşılan 01.06.1953 tarih ve 3309 yevmiye numaralı işleme ilişkin dayanak belgelerde getirtilmemiş, tapu kaydındaki şerhin dayanağı araştırılmamış, kayıt malikinin mirasçısı bulunup bulunmadığı, gaip kişilerden olup olmadığı yönünden de nüfus müdürlüğünden araştırma yapılmamıştır.
Hâl böyle olunca, öncelikle çekişme konusu 71 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitine dayanak tüm belgeler ve 01.06.1953 tarih - 3309 yevmiye numaralı işlem ve tapu kaydındaki şerhe dayanak tüm belgelerin eksiksiz temini, ayrıca kayıt maliki ya da mirasçılarının kimliğinin tespitine ilişkin başkaca bilgi ve belge bulunup bulunmadığının sorulması, getirtilecek belgelerdeki verilerden yararlanmak suretiyle kayıt malikinin nüfus kaydının ve mirasçıları bulunup bulunmadığının Nüfus Müdürlüğünden araştırılması, yapıldığı anlaşılan ikinci gaiplik ilanına ilişkin gazete örneğinin temini ile evrakına eklenmesi, öte yandan icareteynli ya da mukataalı vakıf taşınmazı olup olmadığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması ve 5737 sayılı Yasanın 17. maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığının değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, dosyada daha önce verilmiş bir bozma kararı bulunmadığı halde, gerekçede bozma ilamından bahisle dosya kapsamı ile uyumsuz şekilde gerekçe yazılmış olması da isabetli değildir.
Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 05.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.