Esas No: 2017/2551
Karar No: 2020/11279
Karar Tarihi: 23.11.2020
Danıştay 6. Daire 2017/2551 Esas 2020/11279 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2017/2551
Karar No : 2020/11279
KARAR DÜZELTME İSTEMİNDE
BULUNANLAR :I-(DAVACILAR)1- …
2- … 3- …
VEKİLİ : Av. …
II-(DAVALI)…Bakanlığı-…
VEKİLİ : Av….
KARŞI TARAF : I-(DAVALI) … Bakanlığı-…
II-(DAVACILAR)1- … 1- …
2- … 3- …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … tarihli, E:.., K:… sayılı kararın bozulmasına dair Danıştay Altıncı Dairesinin 30/12/2016 tarih ve E:2016/8615, K:2016/9867 sayılı kararının davacı vekili tarafından işin esası yönünden, davalı idare vekili tarafından gerekçe ve yargılama giderleri ile yargılama giderlerinden olan vekalet ücreti yönünden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem:… ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "ilköğretim alanı" olarak ayrılmasına rağmen kullanım amacı doğrultusunda kamulaştırılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığından bahisle taşınmazın değerine karşılık 297.470,00 TL (ıslah edilmiş haliyle) maddi tazminatın faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İdare Mahkemesince, dava dosyasının ve mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan raporun birlikte değerlendirilmesinden; taşınmazdaki mülkiyet hakkı kısıtlandıktan sonraki beş yıllık süre içinde kamulaştırılmamak suretiyle mülkiyet hakkının süresi belirsiz bir zaman diliminde kısıtlanması durumunun davacı açısından gerçekleştiği, taşınmaz malın değerinin hesaplanarak ilgilisine ödenmesi dışında başka bir yolun kalmadığı gerekçesiyle tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Davalının temyiz başvurusu üzerine, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa 07.09.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6745 sayılı Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 33. maddesi ile eklenen Ek-1 maddesi ve 6745 sayılı Kanunun 34. maddesi ile eklenen Geçici 11. maddesi uyarınca bu aşamada hukuken uyuşmazlığın esası hakkında karar verme olanağı bulunmadığı, İdare Mahkemesince bu hususlar göz önünde bulundurularak yeniden bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Danıştay Altıncı Dairesince, temyize konu kararın bozulmasına karar verilmiştir.
KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI :
Davacı vekili tarafından, Altıncı Daire Başkanlığının kararına dayanak olan 6745 sayılı Kanunun 33. ve 34. maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesinin E:2016/181 sayılı dava açaıldığı, anılan yasal düzenlemenin mülkiyet hakkının niteliğini belirleyen Anayasa, AİHS, Medeni Kanun, İmar Kanunu, Kamulaştırma Kanununun ilgili hükümlerine açıkça aykırı olduğu ileri sürülerek Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.
Davalı vekili tarafından, idare mahkemesi kararının davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulması gerektiği, mahkeme kararının yargılama gideri ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücreti yönünden de bozulması gerektiği ileri sürülerek Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanunun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Altıncı Dairesinin 30/12/2016 tarih ve E:2016/8615, K:2016/9867 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : Davacıların müştereken malik oldukları … İli, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "ilköğretim alanı" olarak işlevlendirilmesine karşın halen okul yapılmaması ve tasarruf hakları kısıtlanmasına rağmen taraflarına kamulaştırma bedeli ödenmemesinden kaynaklı zararın tazmini amacıyla taşınmaz bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 297.470,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte taşınmazı kamulaştırmakla görevli idarece taraflarına ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu'nun ''İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı'' başlıklı 2. maddesinin değişik 1. numaralı bendinde; ''a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.'' idari dava türleri olarak sayılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14.maddesinin 3.fıkrasının 3.bendinde, dava dilekçelerinin görev ve yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet, 3 ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği; aynı Kanunun 15. maddesinin 1.fıkrasının (a) bendinde ise; adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların görev yönünde reddine karar verileceği belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
… İdare Mahkemesinin E:… sayısına ve … İdare Mahkemesinin E:… sayısına kayıtlı dosyalarda, Geçici 11. maddenin; derdest olan davaların esası hakkında karar verilmesini engelleyici bir düzenleme olduğu, mülkiyet hakkı üzerindeki kısıtlamaların daha uzun sürmesine yol açtığı, yargı yetkisinin kullanılmasında genel hukuk ilkelerine uygun olmayan sınırlamalar getirildiği, bu sebeple ilgili kuralın mülkiyet hakkını, hak arama hürriyetini ve hukuk devleti ilkesini zedelediği belirtilerek kuralın Anayasa’nın 2., 5., 9., 35. ve 36. maddelerine aykırı olduğundan bahisle itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmiş, bu başvurular üzerine Anayasa Mahkemesinin 28.03.2018 tarihli, E:2016/196, K:2018/34 sayılı kararıyla, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa 6745 sayılı Kanunun 34. maddesi ile eklenen Geçici 11. maddenin Anayasaya aykırı olduğundan iptaline karar verilmiştir.
Öte yandan, Anayasa Mahkemesinin 20/12/2018 tarihli, E:2016/181, K:2018/111 sayılı kararıyla da Kamulaştırma Kanununun Ek 1. maddesinin birinci fikrasının ilk cümlesi dışındaki kısımların da Anayasaya aykırı olduğundan iptaline karar verilmiştir.
Bu itibarla, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun Ek 1. maddesinin yukarıda açıklanan kısımlarının ve Geçici 11. maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olması karşısında uyuşmazlıkta öncelikle dava konusu taşınmaz üzerindeki el atmanın niteliğinin tespiti gerekmektedir. Taşınmaza fiili ya da hukuki olarak el atılması durumunda gerek yargı yolu gerekse yargı yolunda yapılacak değerlendirmeler farklılık arzetmektedir.
Taşınmaza idare tarafından fiili olarak el atılmış olması halinde görevli yargı yolunun belirlenmesine ilişkin Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 06.04.2015 tarihli, E:2015/223, K:2015/238 sayılı kararında"Belediyelerin 3194 sayılı imar Kanunu 8. maddesi ve 18. maddesinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır.
Buna karşılık, Belediyece, Kamulaştırma Kanunu’nda öngörülen usul ve yöntemlere uygun idari nitelikte uygulama işlemleri yapılmaksızın, dava konusu taşınmazın bir kısmına fiilen el atması karşısında, idarenin bu eyleminin kamulaştırmasız el atma niteliğini taşıdığı açıktır.
Öte yandan, İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının III. bölümünde, “İstimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.” gerekçesine yer verilmiştir.
UYAP üzerinde yapılan araştırmada uyuşmazlığa konu taşınmazın başka hissedarları tarafından açılan … İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu, dava konusu taşınmazın 1/1.000 ölçekli uygulama imar planında kısmen ilköğretim alanına, kısmen trafo alanına, kısmen de yola ayrıldığı ve anılan taşınmazın trafo olarak ayrılan 146,33 m2 lik kısmına kamulaştırma kararı alınmadan trafo yapılmak suretiyle fiili el atmanın oluştuğu sabit olmuştur. Bir bütün olan taşınmazın tamamı açısından fiili el atmanın varlığı kabul edilerek değerlendirmenin bu şekilde yapılması gerekmektedir. Fiili el atmadan doğan zararın tazminine yönelik davanın ise özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerleri görevli olacaktır.
Bu itibarla dava konusu taşınmazın bir kısmı üzerinde fiili el atma söz konusu olduğundan, Uyuşmazlık Mahkemesinin anılan kararı doğrultusunda görevli yargı kolu adli yargı olup İdare Mahkemesince, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğinden temyize konu İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan İdare Mahkemesince bozma kararı üzerine verilecek kararda, yargılama giderleri ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücreti bakımından yeniden değerlendirme yapılacağı tabiidir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,
2…. İdare Mahkemesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı tazminat isteminin kabulüne dair kararın 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 23/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.