Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/10812 Esas 2015/209 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ... Köyü çalışma alanında 225 parsel sayılı taşınmazın doğusunda bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 10.10.2013 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli (A) harfi ile gösterilen 21.242,99 m2"lik kısmın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı taraf lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; varılan soııuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Dava konusu yerle ilgili olarak ... ile davacının babası ... arasında 19.07.1994 tarihinde ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/133 sayılı dosyası ile açılan davanın yargılaması sonunda dava konusu yerin davacı ve davahlar ile ilgisi bulunmayıp devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği, ...hakkında suç duyurusunda bulunulduğu, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 05.03.1996 tarih 1995/64, 1996/5 Karar sayılı ilamı ile de dava konusu yerin boş arazi durumunda, mera olduğu veya köy şahsiyetine ait olduğuna ya da tahsis edildiğine dair bir belge bulunmadığından suçun unsurları oluşmadığından ..."ın beraatine karar verildiği, dolayısı ile her iki dosya ile 1996 yılı itibari ile dava konusu yerin boş arazi olduğu, bu tarihler itibari ile zilyedi bulunmadığı kabul edildiği halde, mevcut dosyalara aykırı olarak ...’ın oğlu ..."ın 20-30 yıldan beri kullandığının kabulü isabetsiz olup, 1996 yılından zilyetliğin başlangıç tarihinden davanın açıldığı 20.05.2013 tarihine kadar TMK"nın 713/1 ve Kadastro Kanunu"nun 14/1. maddelerinde aranılan 20 yıllık sürenin dolmaması nedeniyle davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşulları oluşmadığından, davacının tescil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 26.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.