23. Hukuk Dairesi 2013/2860 E. , 2013/3359 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif ortağı olduğunu, bu nedenle kendisine A.... blok ... nolu konutun tahsis edildiğini, ancak konutu teslim alabilmek için türlü tezgahlara ve haksızlıklara uğradığını, alınan krediyi ödemek istediğinde ortaklıktan istifa ettiği söylenerek ödemenin kabul edilmediğini, istifa edilmediğinin kanıtlanması üzerine kooperatifin aidat borcunu ödemediği gerekçesiyle müvekkilini ihraç ettiğini, ihraç kararının da mahkemece iptal edildiğini, bu sırada konutun ... isimli kişiye tahsis edildiğini ancak bu kişi hakkında açılan davanın da kazanıldığını ve adı geçen kişinin konuttan tahliye ettirildiğini, bu güne kadar müvekkiline aidat ödemesi veya miktarı hakkında hiçbir bildirimde bulunulmadığını, genel kurul tutanaklarından ortakların ödediği aidatların tespit edilerek ... .... ... Müdürlüğü"nün 2004/2751 Esas sayılı dosyasına borcun tamamının ödendiğini ileri sürerek, kooperatife borcun bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının 1991 yılından başlayıp ....04.1996 tarihine kadar bir miktar ödemesinin olduğunu ancak ....04.1996 tarihinden sonra hiçbir ödeme makbuzu bulunmadığı gibi yeni yönetimin göreve geldiği 2000 yılından bu yana davacının kooperatif yönetimine de hiçbir aidat borcunu ödemediğini, müvekkilinin davacı aleyhine herhangi bir ... takibi başlatmadığını ve ... .... ... Müdürlüğü"nün 2004/2751 Esas sayılı dosyasının kendileri ile bir ilgisinin olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının kooperatife yapmış olduğu ödemeler, temliken intikal eden alacaklar, tevdi mahalline yapılan ödemeler, kooperatif genel kurul kararları ve defter ve kayıtların incelenmesi neticesinde, özellikle emsal nitelikteki bir üyenin yapmış olduğu ödemeler ve davacı tarafın ödemelerini düzensiz ve geç yapması nedeniyle sorumlu olduğu aidat ve taşınmazı aldığı andan itibaren ödemesi gereken genel gider borçları dikkate alındığında, yapılan mahsup işlemi sonucunda davalı kooperatife ....361,00 TL asıl alacak ve ....536,62 TL gecikme faizi olmak üzere toplam ....897,62 TL borçlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
...- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
...-Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı tarafça sunulan ........1992 tarihli ortaklık senedindeki ödeme durumu ile ilgili cetvelde borç ve ödeme miktarlarının belirtildiği,hükme esas alınan bilirkişi kurulunca ödeme cetvelindeki ....09.1992-........1996 tarihleri arasındaki döneme ilişkin de genel kurul kararlarına göre ödenmesi gereken aidatlarla ilgili hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi kurulunca davacının ödeme cetvelinde görülen ödemeleri yaptığı kabul edilmiş ise de bu ödemelerin aidat borcuna mahsuben mi? yoksa ayrı bir ara ödeme mi? olduğu hususunda yeterli inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Aynı döneme ilişkin hem aidat borcu hesaplanması sırasında aidat borcunun ödenmemiş kabul edilmesi ve hem de bu döneme ilişkin ödeme cetveli ile bir kısım ödemelerin yapılmış olması karşısında mahkemece, davalı kooperatifin defter, kayıt ve belgeleri, genel kurul tutanakları, bilanço, gelir gider cetvelleri öncelikle davalı kooperatiften, temin edilememesi halinde Ticaret Sicil Memurluğundan veya anasözleşmenin 41. maddesi uyarınca Çevre ve Şehircilik ... İl Müdürlüğü"nden istenerek, ödeme cetvelindeki ödemelerin sebebi, dayanağı, aidat borcuna karşılık ya da ek ödeme niteliğinde olup olmadığı, ödeme senetlerini kapsayan dönemlerle ilgili ödeme olarak değerlendirilmeme sebebi ile ilgili bilirkişi kurulundan ek rapor alınıp sonucuna göre karar verilmemesi doğru olmamıştır.
Öte yandan, mahkemece karar verilmeden önce 01.07.2012 tarihinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu"nun .... maddesinde aynen "Türk Borçlar Kanunu"nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76"ncı, faize ilişkin 88"nci, temerrüt faizine ilişkin 120"nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138"nci maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır. " hükmüne yer verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 88. maddesinin "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranını yüzde elli fazlasını aşamaz." hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüd faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." düzenlemesine yer verilmiştir.
Kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranının anılan yasal düzenlemedeki yerine gelince; para borçları açısından borçlu temerrüdüne bağlanan sonuçlardan birisi, temerrüt faizi ödeme yükümlülüğüdür. Temerrüt faizi borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içindedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 42. maddesine göre genel kurul bütün üyeleri temsil eden en yetkili organ olup, kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar verme yetkini haizdir. Konut Yapı Kooperatifi Tip Anasözleşmesi"nin .../.... maddesinin .... bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun yetkisi dahilindedir.
Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidatın veya şerefiye bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek yoktur. Ayrıca genel kurullarca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Bu durumda, 818 sayılı BK"nın 101/.... ( 6098 sayılı TBK"nın 117.) maddesi hükmü karşısında, genel kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Anapara faizi ise, borçlunun henüz temerrüde düşmeden ödemesi gereken sözleşmeyle kararlaştırılan faizdir. Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, TBK" nın 88. maddesinde düzenlenen anapara faizi olmayıp, 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır.3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun" un .../.... maddesi gereğince, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için .... maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur. Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak temerrüt faizi oranını belirlerken, yukarıdaki paragrafta belirtilen 6098 sayılı TBK’nın 120/.... maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak zorundadır.
Somut olayda, dava konusu aidat miktarı kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK’nın 120/.... maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un .../.... maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır.
Bu durumda, mahkemece, karar verilmeden önce yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme ve bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, işlemiş temerrüt faizi oranı ve miktarı bakımından gerektiğinde bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan yasa değişikliği gözden kaçırılarak, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, ....05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.