10. Hukuk Dairesi 2008/17919 E. , 2010/4695 K.
"İçtihat Metni"......
Dava, 01.05.2001 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalının haksahiplerine bağlanan gelirler ve yapılan ödemeler nedeniyle kesinleşerek hüküm altına alınan miktar dışında bakiye kalan kısım ile kanun, katsayı ve kararname nedeniyle gelirlerde meydana gelen artışların tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, taraflar vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava iş kazasından doğan rücu tazminatı istemine ilişkin olup, 506 sayılı Kanunun 26/1.nci maddesindeki “...sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere...” bölümünün, Anayasa Mahkemesince 23.11.2006 tarih ve 2003/10 Esas 2006/106 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş olması karşısında, Kurumun bu maddeden doğan rücu hakkının, “halefiyete” değil, “kanundan doğan basit rücu hakkına” dayandığının kabul edilmesi ve bu kabul çerçevesinde, Kurumun rücu alacağının, ilk peşin değerin (iş bu davada toplam 54.843,52 TL) kusura tekabül eden miktarıyla sınırlı bulunmasına ve tazminat hesabının bu şekilde yapılması gerektiği; iş bu davada kusura (%80 kusura göre) tekabül eden ilk peşin değerin 43.874,82 TL. olduğu, buna göre Kurumun kesinleşen rücuan tazminat dosyasında hüküm altına alınan peşin değerli gelir miktarlarının içinde artışların da olduğu, iş bu davada her bir haksahibi açısından hesaplanan kusur farkı toplamının 27.241,20 TL. olduğu dikkate alınmaksızın, ilk peşin değer hesabında ve hükmedilen miktarların tenzili işleminde yanılgıya düşülerek hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
./..
-2-
3-Anayasa’nın 152 ve 153. maddelerinde öngörülen düzenleme uyarınca, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmesi ile birlikte, elde bulunan ve kesinleşmemiş tüm davalarda uygulanmasının zorunlu olması karşısında, iptal kararının Resmi Gazetede yayınlandığı 21.03.2007 tarihinden sonra, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 76. maddesi uyarınca, yürürlükteki yasaları uygulamakla yükümlü bulunan mahkemelerin ve giderek Yargıtay’ın, iptal kararı ile yürürlükten kalkan bir yasa maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkisi bulunmadığından; dava tarihindeki mevzuat ve içtihatlara uygun olarak açılan davanın, anılan iptal hükmü nedeniyle oluşan hukuksal durum gereğince reddine karar verilmesinde, tarafların sorumluluğu bulunmadığı halde; davacı Kurumun davada haksız çıkan taraf olarak nitelenip vekalet ücretiyle sorumluluğuna hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Hükmün ikinci paragrafında yer alan bakiye “44.687,59 TL.” rakamının silinerek, yerine, “27.241,20 TL.” rakamının yazılmasına,
2-Hükmün dördüncü paragrafında yer alan “2.414,13 TL.” karar ilam harcına ilişkin rakamın silinerek, yerine, “1.471,02 TL.” rakamının yazılmasına,
3-Hükmün vekalet ücretine ilişkin yedinci paragrafında yer alan “4.376,50 TL.” rakamının silinerek, yerine, “2.924,20 TL.” rakamının yazılmasına,
4-Vekalet ücretine ilişkin sekizinci paragrafın tümüyle silinmesine ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 01.04.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.
......