11. Hukuk Dairesi 2014/17022 E. , 2015/1723 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
( FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ SIFATIYLA)
Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/07/2014 tarih ve 2013/444-2014/270 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin tescilsiz kullandığı ve kullanımla ayırt edicilik kazandırdığı, tanınmış, aynı zamanda ticaret unvanında da bulunan “...” ibaresinden oluşan markasını davalının kötüniyetle adına tescil ettirdiğini ve tescil ettirdiği tarihten itibaren de kullanmadığını ileri sürerek, davalı adına tescilli “...” markasının hükümsüzlüğü ve sicilden terkini ile markanın müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının dayandığı hükmün mülga olup, markanın müvekkili adına tescilli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında düzenlenen web yapım sözleşmesinde "..." markasının davacı tarafça kullanıldığı ve davalının bunu bildiği, diğer yandan ticaret sicil kayıtlarına göre de davacının 07.01.2011 tarihli tescil talebi üzerine ticaret unvanı olarak "..." isminin 10.01.2011 tarihinde ticaret sicil gazetesinde tescil edilerek ilan olunduğu, davacının "..." markasını davalıdan önce kullanmaya başladığı, davalının davacının bu markayı kullandığını bilmesine rağmen 17.01.2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere adına tescil ettirdiği, yapılan tescilin kötü niyetli olduğu gerekçesiyle, davalı adına tescilli ... no"lu "..." markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkine, 556 sayılı KHK"da hükümsüzlüğe karar verilen markanın davacı adına tescil edilebileceğine dair herhangi bir düzenleme bulunmaması ve tescil işleminin idari işlem olması nedeniyle davacı tarafın tescil talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 11.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.