Esas No: 2021/43492
Karar No: 2022/2024
Karar Tarihi: 10.02.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/43492 Esas 2022/2024 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Yargıtay 11. Ceza Dairesi tarafından verilen nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmüne karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan itiraz kabul edilmiştir. Suç tarihi yanlış yazılmıştır ve sanığın eylemi basit dolandırıcılık suçunu oluşturmuştur. Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan iptal kararı da göz önüne alınmamıştır. Bu nedenlerle hükümler bozulmuş, sanık hakkındaki infazların durdurulması ve tahliyesi kararlaştırılmıştır. Kanun maddeleri ise şöyle açıklanabilir: 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırmaya tabi olan TCK'nin 157/1. maddesi (basit dolandırıcılık suçu), 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi (hükümlerin bozulması ve infazların durdurulması).
"İçtihat Metni"
İtiraz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
İtiraz Edilen Daire Kararı : Yargıtay 11.Ceza Dairesinin 14.05.2009 tarihli,
İtirazla İlgili Mahkeme Kararı : Erzincan Ağır Ceza Mahkemesinin 17.06.2008 tarihli 2007/155 Esas ve 2008/94 Karar sayılı
Suç : Nitelikli dolandırıcılık
Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan sanık ...'in mahkumiyetine dair verilen Erzincan Ağır Ceza Mahkemesinin 17.06.2008 tarihli 2007/155 Esas ve 2008/94 Karar sayılı hükmüne yönelik temyiz istemi üzerine, dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.01.2009 tarih ve 2008/275829 sayılı "onama" talepli tebliğnamesiyle Yargıtay 11.Ceza Dairesine gönderilmiş ve Yargıtay 11.Ceza Dairesi'nin 14.05.2009 tarihli 2009/1066 Esas ve 2009/6277 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Anılan karar üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.12.2021 tarihli KD-2021/149724 sayılı Karar Düzeltme başlıklı yazıları ile sanık lehine itiraz yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilen dava dosyası ve ekleri yeniden incelenerek gereği görüşüldü.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz dilekçesinde ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden itirazın KABULÜNE,
Yargıtay 11.Ceza Dairesinin 14.05.2009 tarihli 2009/1066 Esas ve 2009/6277 Karar sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçeli karar başlığında "12.01.2007" şeklinde yazılan suç tarihinin, haksız menfaatin en son elde edildiği katılan ...'a yönelik eylemi nedeniyle "25.01.2007"; katılan ...'e yönelik eylemi nedeniyle "26.01.2007" tarihi olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüş; tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmaması isabetsizliği aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
1)Sanığın, olay tarihinde Kemah Kaymakamlığını arayıp yazı işleri müdürü tanık Halil ile görüşerek kendisini Başbakanlıktan İshak Yılmaz olarak tanıtıp, KÖYDES çerçevesinde sosyal risklerin azaltılması projesiyle ilgili olarak aradığını, Ağaçsaray Köyü ile Akyünlü Köyleri'nin nüfuslarını sorduğu, ilgili köy muhtarlarının cep telefonundan kendisini aramasını söyleyip numarasını bıraktığı, tanık Halil'in de bu durumu köy muhtarı olan tanık Muzaffer'e anlattığı, sanığın köy muhtarı olan tanığın kendisini araması üzerine “yeni kurulan köylerinin bir ihtiyacı olup olmadığını sorduğu, ayrıca devlet kadrolarında bulunan işlere köylerinden iki kişiyi yerleştirebileceğini söylediği”, bunun üzerine tanık Muzaffer'in bu durumu işe ihtiyacı olduğunu düşündüğü katılanlara anlattığı, katılanların da ayrı ayrı sanığı aradıkları, bu kez kendisini Ak Parti mali müşaviri olarak tanıtıp, işe yerleştirme işlemleri için çeşitli evraklarla birlikte para istediği, katılanlarında farklı tarihlerde sanığın vermiş olduğu hesaba parayı havale ettikleri, daha sonra katılanların gönderdikleri belgelerin geri dönmesi üzerine olayın ortaya çıktığı, bu surette sanığın katılanlara yönelik ayrı ayrı nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia ve kabul edilen olayda; sanığın, kaymakamlık yazı işleri müdürü ve köy muhtarı aracılığı ile katılanlara ulaşıp kendisini bir siyasi parti mali müşaviri olarak tanıtıp işe sokma vaadi ile menfaat temin etmeye yönelik eyleminde, sanık tarafından bir kamu kurum ve kuruluşunun araç olarak kullanılmasından söz edilemeyeceği ve eylemlerinin 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırmaya tabi olan TCK'nin 157/1. maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğu ve bu suçtan mahkumiyeti yerine, suç vasfında yanılgıya düşülerek nitelikli dolandırıcılık suçundan hükümler kurulması,
2)Kabule göre de; Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesine ilişkin uygulamada gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, sanık hakkındaki İNFAZLARIN DURDURULMASINA, başka suçtan tutuklu ya da hükümlü değilse derhal TAHLİYESİNE, 10.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.